JİN JİYAN AZADİ (Dünya Emekçi Kadınlar Günü) Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanıyor. Bu güne kutlama desek de, esasen dayanışma ve mücadele günüdür. 8 Mart kutlamaları tüm kadınları kapsıyor olsa da öncelikle emekçi kadınları anmak gerekiyor. Çünkü emekçi kadınların mücadelesi ve ödedikleri bedel olmasaydı 8 Mart gibi bir özel gün de olmayacaktı. Kadın hareketinin, somut bir […]
Diyalektik, Deprem ve Toplum
Doğa filozofları önümüzü aydınlatmıştı öncelikle. Filozoflar, hava, ateş, toprak, suyu keşfettiler. Aristoteles’in fizikçiler de dediği doğa filozofları olan Thales, Anaksimenes, Herakleitos, Empedokles gibi filozoflar ileri sürdükleri varlık, doğa ve dünya anlayışıyla bugünün bilimini öncelediler. Nihayetinde bilim, günümüzde olduğu gibi henüz bilimin önünde engel değildi, sermaye ve mülk ilişkilerinden kısmen de olsa özgürdü. Özgür bilimin ya […]
Komünal Toplum ve Kızılbaşlar
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ayvalık Şubesi’nin (Balıkesir) çağrısıyla bir araya geldik. Toplantı 4 Şubat 2023 tarihinde derneğin Ayvalık’taki mekanında Din Felsefesi ve Alevi Toplumu başlığıyla yapıldı. Balıkesir’in felsefe tarihi ve ilk filozoflar açısından önemi üzerinde durularak başladığımız toplantıda Vedat Tekten, Mehmet Doğan ve Servet Demir ile birlikte pekçok kişi de söz alarak tartışmaya eşlik […]
Deprem Yalnızca Deprem Değil
Deprem, doğanın olağan hareketlerinden birisidir. Her gün her dakika dünyanın her yerinde gerçekleşen bir deprem vardır. Sözcük olarak Latince kökenlidir. Arapça Zelzele, Türkçede yer sarsıntısı diyoruz. Sosyal yaşamda, kriz nasıl ki kapitalizmin yapısal bir özelliğiyse deprem de doğanın yapısal bir özelliğidir. Doğanın bu özelliği dikkate alınmadan doğru bir deprem analizi yapmak olası değildir. Depremin yıkım […]
Depremlere Felsefeden Bakmak
Evrensel boyutları da olan büyük bir yıkım, ölüm ve katliamla karşı karşıya kaldık. Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası açısından yoğun sorunların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Konuya yalnızca bilim ve teknoloji açısından bakmak idealizmdir elbette. Belirleyici olan üretim ilişkileri, ekonomi ve sermayedir. Mülkiyet biçimlerini, burjuva uygarlığını dışta tutan analizler kapitalizmin lehine pozisyon yaratmak anlamına […]
Felsefenin Gözünden Depremler
Bir kez daha katliama uğradı Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halkları. Fail/cellat bu defa da “doğa” kılığına bürünmüş sermayeden başkası değil. Yıkım büyük, kayıplarımız sayıyla ifade edilemez, acımız dayanılır gibi değil. Şiddeti ve hinterlandı açısından ender görülen bir deprem. 10 ilimizi doğrudan etkilemiş, Suriye’de de büyük bir etki ve orada da binlerce can kaybına neden olmuştur. Dünya […]
Sanat, Direniş ve Devrim*
Belirli bir şiddeti içerip önermeyen ve yalnızca güzele yoğunlaşan sanatçı ve onun ortaya koyduğu estetik, burjuva/feodal kaba saldırılar karşısında ayakta kalamaz, devrimci bir direniş gösteremez. Sanat deyince de tek tarz bir sanattan söz etmek yanlış olur. Sınıf teorisinden bakıldığında ne kadar sınıf ve tabaka varsa o denli de sanat düşüncesi, akım ve anlayış vardır denilebilir. […]
Episteme, Tabula Rasa, Geist
Bilmenin motivasyonu değiştirmektir. Bilmek ve değiştirmek de iki olguya gönderme yapar. Bunlardan birisi, insan ve toplumun maddi yaşam süreçleri ve standartlarıdır. Diğeri ise kültürel süreçler ve standartlardır. Felsefi düşünce formunun bu noktadan neşet ettiğini ileri sürmek mümkündür. Bu yüzden de felsefe etkinliğinin tüm düşünce biçimlerini öncelediğini ileri sürebiliriz. Bu etkinliğin içinde bilgi sorunsalının diğer felsefe […]
Çocuk Gelinlerin Kızları
Çocuk olsun yetişkin olsun kadın sorununun tarihi ataerkil sistemin tarihi kadar eskidir. Bu yüzden de düşünce tarihinde kadın, sürekli kendine bir yer bulmuştur. Ülkemizde çocuk gelinler mevzusu da gündemden düşmeyen önemli olay ve toplumsal bir yaradır. Konuya her sınıf ve birey kendi konumuna göre bakmaktadır. Biz de bu yazıda eğitimci-yazar Sevim Alagöz ile soruna estetik […]
Dil, Bilgi ve Bilinç Felsefesi
Her teorik/felsefi sorun esasen pratik bir sorundur. Yaşam ya da pratiğin, teoriden önce geldiğini söylüyoruz. Konjonktürel olarak teorinin de pratik yaşam üzerinde belirleyiciliğinin oluşu, bu gerçekliği değiştirmez. Bu yüzden dil, bilgi ve bilincin son derece önemli olduğunu ileri sürsek de yaşamın, esasen belirleyen olduğunu savunmak daha güçlü bir tezdir. Yaşam derken de öncelikle üretim süreçleri […]