(Bütün Mutfakları Yıkın!) Daha evvelki yazılarımda özel mülkiyet, aile ve kadın konusuna ilişkin yazarken konuyu sınıf kategorisiyle, kadın biyolojisiyle, geleneklerle (namus), kadınların devrimdeki rolüyle ilişkilendirmiştim. Şimdi de kadının yine üretim ilişkileri içindeki yeri, toplumsal yaşamdaki pozisyonu, evdeki ve mutfaktaki tutsaklığı, tek/çok eşlilik biçiminde geçirdiği evrimi, ayrıca kadının yüceltilmesi ve ev kadınlığının sona ermesi gibi temaları […]
Münih’te 21 Saat
Perşembe günü Farklı Fikirler Kulübü’nün (FFK) yeni bir toplantısındaydım. Konu sinema sanatı ve özellikle de “Münih’te 21 Saat” adlı filmin değerlendirilmesiydi. Grupta meslekten sinemacılar olmayınca sunumu yapmak, filmi değerlendirmek de bana düştü. Sunumuma pek çok yönden itirazlar da geldi. Tartışma, bir ara kızışır gibi de oldu. Zaten sunumlar farklı fikirler eşliğinde olduğu için karşıtlıklar da […]
Vajinadan Namus İcat Etmek!
Geçen hafta tarihi materyalizm çerçevesinde “Özel Mülkiyet, Aile ve Kadın” başlıklı bir metin paylaşmış ve devam edeceğimi duyurmuştum. Bu hafta ise konuya devlet olgusunu ekleyip Sinoplu Diyojen ve Bedreddin hareketlerini de anarak sürdürmek istiyorum. Marksizm açısından özel mülkiyetle kastedilen kullanım eşyaları değildir, bir bakıma burjuva-feodal özel mülktür. Buna üretim araçları demek daha doğrudur. Bu anlamda […]
Değer Yargılarının Kurulması!
Nietzsche (Niççe) ve Foucault (Fuko) gibi filozoflar çağdaş dönemin en renkli filozofları oldular. Farklı Fikirler Kulübü de bu hafta konuyu Nietzsche ve Foucault olarak belirlemişti. Öneri tarihçi arkadaşımız Erdoğan Durmuş’tan geldi ve konuyu da benim sunmamı önerdi. Tartışma katılımcıların da dahil olması üzerine iki üç saati geçti. Ben sunumumda bilhassa Foucault bağlamında öne çıkardığım birkaç […]
Özel Mülkiyet, Aile ve Kadın
Tarihi Materyalizm Açısından ÖZEL MÜLKİYET, AİLE VE KADIN Marksizmin eşitlikçilik anlayışını özetleyen bir ifade olarak ‘bir tek kişi bile özgür değilse insanlık özgür değildir’ argümanının altını çizmek gerekir. Burada Marksizmin özüne uygun olarak özgürlüğü eşitlik olarak anlamak daha doğrudur. Halihazırda yeryüzü üstünde değil bir kişi, insanlık büyük kitleler halinde özgürlükten yoksun bir biçimde yaşamaktadır. Başta […]
Seyit Rıza: Evladı Kerbela’yız
SEYİT RIZA: EVLAD-I KERBELA’YIZ; (Ayıptır, günahtır, zulümdür.) Seyit Rıza anılıyor, Dersim katliamı lanetleniyor! Pazar akşamı, (17 Kasım 2020) bu anmalardan biri de Kadıköy’de yapıldı. Maske uygulamasına ve sosyal mesafe kurallarına uyarak katıldığım anmadan hareketle bazı tez ve düşüncelerimi dile getirmek niyetindeyim… Pir Seyit’in Seslenişi Elazığ Buydağ Meydanı’nda 83 yıl evvel, bir gece vakti, ciğerleri parçalayan […]
Fikir Kulübü’nde Ütopya Tartışması
Bir yıla yakın bir zamandır on kişiyi aşkın bir arkadaş topluluğu ile haftalık buluşmalarımız oluyor. Kovid-19’un da sınırladığı koşullar gereği buluşmalar dijital ortamda gerçekleşiyor. Dolayısıyla “Zoom grubu” da diyebiliriz. Bu hafta Thomas More’un Ütopya adlı eseri üzerine bir sunum yapıldı. Sunumu mühendis ve şair arkadaşımız Ahmet Kınay yaptı. Her haftakinden biraz uzun süren programda Ütopya […]
Dünyada Ve Ülkemizde Hukuk Manzaraları
Marx ve Engels Bağlamında DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE HUKUK MANZARALARI “Burjuva hukuku bile yok bizim ülkemizde” denilerek bazen feryatlar edilir. Kötü, haksız hukuka karşı haklı, adil, doğru hatta eşitlikçi bir hukukun olduğuna inanılır. Bazen de böyle bir hukukun aslında cumhuriyetin başından beri mevcut olduğu ama kötü yöneticiler tarafından uygulanmadığı ileri sürülür. Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu yıllarda […]
Felsefenin Ayrıcalığı
Düşünce Disiplinleri İçinde FELSEFENİN AYRICALIĞI Bu hafta (21 Temmuz 2020) Felsefenin Gözü, düşünce disiplinleri içerisinde felsefenin yerini saptamaya odaklandı. Her felsefe düşüncedir ama her düşünce felsefe olmayabilir dedik. Çünkü düşünce çeşitli formlarda ortaya çıkıyor: Bilim, felsefe, sanat ve politika. Programda felsefenin diğer disiplinlerle yakınlıklarını ve farklılıklarını konuşarak felsefenin ayrıcalığını vurgulamaya çalıştık. Yedi Bilgeler’in düşünüş tarzı […]
Sanatın Dilinden Dersim Katliamı
Olay ve olguları kavramak üzere bakış açıları, düşünüş biçimleri, dünya görüşleri tek yapılı değildir. Düşünüleni ifade etmekte merkezi bir rol oynayan dilin gücü de mutlaka anılması gereken bir durumdur. Nasıl ki bilimin dili, edebiyatın diliyle aynı şey değilse felsefeyle politikanın ya da estetiğin dili de birbirinden farklıdır. Bu anlama, 1937-1938 yıllarında Anadolu coğrafyasında eşine ender […]