site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Temmuz 12, 2024  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika, Sanat

Felsefede Öze Dönüş Mümkün mü?

111

Bu hafta da Felsefe Üzerine Genel Tezler’i konuşmaya devam ettik. Felsefenin nasıl bir aktivite olduğunu açıklayarak başladığımız toplantı online olarak gerçekleşti. Sunumda, felsefe tarihinde bir gezintiye çıktık. Antikçağ filozoflarını ve felsefenin başlıca motivasyonları üzerinde duruldu. Her zaman olduğu gibi programın ikinci bölümünde karşılıklı görüşmelere de yer verildi. Felsefe, Edebiyat ve Sinema Platformu’nun üyeleriyle bir araya geldiğimiz toplantının moderatörlüğünü ise Merve Özol yaptı.

Dünya uygarlaştıkça insanın yabancılaşması da artmıştır. Felsefe tarihinde birçok kuşkucu filozof, anarşist düşünürler ve romantikler bu gelişmelere karşı şerhler düşmüşlerdir. Bu düşünürlere göre tarihsel ilerlememiz toplumsal olarak da ilerlediğimiz anlamına gelmez. Örneğin J. J. Rousseau uygarlık eleştirisi yapanlardan biriydi. Marx ve Marksizm ise bu sistemin tamamen ortadan kaldırılmasını yeni bir dünya kurulmasını savunmuştur / savunmaktadır.

Sunumda uygarlık eleştirisini sürdürürken felsefenin sokakta ve halkın içinde başladığını ileri sürmemiz sanırım dikkat çekmiştir. Sokak ve halk filozofu denildiğinde öncelikle Sokrates’in akla gelmesi doğaldır. Platon ve Aristoteles ise felsefeyi Akademi ve okul içine taşıyan filozoflar oldular. Dolayısıyla felsefe deyince konu zorunlu olarak onun kuruluş yıllarına kadar uzanır. Thales’ten Herakleitos’a dek bir çok filozofu anmamız bu nedenledir. Böylece ilk kuşak filozofları, Sokrates ve Sokrates sonrasını süreklilik ve kopuşlar içinde ele almak gerektiği de açığa çıkıyor.

Felsefeyi konuşmak, felsefe yapmak zorunlu olarak bizi “kavram kavramı”nı konuşmaya götürür. Su, hava, toprak, ateş gibi materyalist olgu ve kavramları anmak zorunlu oluyor. Sokrates’in, felsefeyi gökyüzünden yeryüzüne indirdiği söylenir. Belki de bir başka manada Sokrates’ten sonra felsefe yeniden havaya yükselmiştir. Platon idealar dünyası üzerinden, Aristoteles ise töz kavramı üzerinden felsefe kurarken başka ne yapmak istemiştir ki? Bu yüzden de felsefeyi kavram kurma sanatı olarak tanımlamak yanlış olmaz.

Tarihsel olanın her zaman aktüel boyutu vardır. Bu nedenle felsefe yapılan her ortamda meselenin güncele gelmesi, bunun yanında bilime, sanata, siyasete gelip dayanması anlamlıdır. Tutucu felsefeler gibi tutucu filozoflar da az değildir. Sunumda Martin Heidegger örneğini vermekle yetindik. Yetindik desem de Kant, Platon ve Aristoteles gibi filozoflar da eleştirilerden nasibini almıştır. Bilindiği gibi 20. yüzyılın en büyük filozofları içinde sayılan Heidegger, Nazi partisine girmiş, faşizmi desteklemiş ve nihayet Hitler’in safında yer almıştır. Faşizm yenildiği halde Heidegger tutarlı bir öz eleştiri de vermiş değildir. Yine de filozoflara bir yönüyle bakmak sorunlu olabilir. Aynı Heidegger, kurduğu varoluşçu felsefe ile yaptığı teknoloji eleştirisi ile de ilgi çekmiştir.

Dünyayı açıklamak için felsefenin temel bir düşünme formu olduğunu söyledik programda. Bununla birlikte ona kutsallık atfeden görüşleri de masaya yatırdık. Nihayet felsefenin yaptığı nice açıklamanın çelişkilerle dolu olduğu sır değildir. Burjuva – liberal felsefelerin kriz ve tutarsızlık içinde olduğunu gösteren pek çok örnekten biri de Rönesans’ın açıklanma tarzıdır. Yoktan hiç bir şeyin var olmayacağı bir realite iken Rönesans’ın yoktan var edildiği söylenmektedir. Halbuki felsefe, Rönesans döneminde halktan daha da uzaklaşarak elit ve aristokratik bir yapıya bürünmüştür.

Uygarlık geliştikçe yabancılaşma artıyor denilebilir. Felsefeye olan mesafe de büyüyor. Bunun tersine çevrilmesi gerektiğini, yani “felsefede öze dönüş”ün gerçekleşmesini savunduk. Bunun için sınıf olgusunun ve mülkiyet karşıtı mücadelenin esas olması gerektiği açıktır. Bu noktada üretim ve ekonomik ilişkilere dikkat çekmek gerekirdi. Öyle de yaptık. Felsefenin kaynakları için Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarını adres göndermekten geri durulmadı. Dolayısıyla felsefe, su uygarlıklarında başladı. Bu da sınıfların ortaya çıkmasına paralel bir şekilde yürümüştür. Şöyle bitirelim: Akansimandros demişti ki, meydana gelen meydandan gider. Buna elbette ki felsefe de dahildir. Sınıfların ortaya çıkmasıyla ete kemiğe bürünen felsefe, sınıfların son bulmasıyla önce özüne döner, peşinden de sönümlenir.

Previous StoryFelsefi Tezler Ögün TV’de
Next StoryModern ve Postmodern Felsefeler

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Arşivler

  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır