Deprem, doğanın olağan hareketlerinden birisidir. Her gün her dakika dünyanın her yerinde gerçekleşen bir deprem vardır. Sözcük olarak Latince kökenlidir. Arapça Zelzele, Türkçede yer sarsıntısı diyoruz. Sosyal yaşamda, kriz nasıl ki kapitalizmin yapısal bir özelliğiyse deprem de doğanın yapısal bir özelliğidir. Doğanın bu özelliği dikkate alınmadan doğru bir deprem analizi yapmak olası değildir. Depremin yıkım […]
Depremlere Felsefeden Bakmak
Evrensel boyutları da olan büyük bir yıkım, ölüm ve katliamla karşı karşıya kaldık. Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası açısından yoğun sorunların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Konuya yalnızca bilim ve teknoloji açısından bakmak idealizmdir elbette. Belirleyici olan üretim ilişkileri, ekonomi ve sermayedir. Mülkiyet biçimlerini, burjuva uygarlığını dışta tutan analizler kapitalizmin lehine pozisyon yaratmak anlamına […]
Felsefenin Gözünden Depremler
Bir kez daha katliama uğradı Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halkları. Fail/cellat bu defa da “doğa” kılığına bürünmüş sermayeden başkası değil. Yıkım büyük, kayıplarımız sayıyla ifade edilemez, acımız dayanılır gibi değil. Şiddeti ve hinterlandı açısından ender görülen bir deprem. 10 ilimizi doğrudan etkilemiş, Suriye’de de büyük bir etki ve orada da binlerce can kaybına neden olmuştur. Dünya […]