(Metin Kayaoğlu, Öküz Altında Buzağı Aramaya Devam Ediyor) “Teori ve Politika” dergisinin Genel Yayın Yönetmeni de olan, entelektüel kesimlerin yakından tanıdığı Metin Kayaoğlu arkadaşımız, geçtiğimiz günlerde Muzaffer Oruçoğlu’nun siyasal ve estetik serüvenini eleştiri konusu yapan bir yazı/makale paylaştı. Makalesini yayın aşamasında bana da gönderdiğine göre bir değerlendirme ya da analiz yazısı yazmam beklenmiş olabilir. Kendisine […]
Dil, Tarih, Coğrafya ve Yurttaş
Bu hafta katıldığım bir toplantıda konu Köy Enstitüleri idi. Toplantıda dile getirdiğim düşüncelerin bir kesitini bu yazıda da konu etmek istiyorum. Köy Enstitüleri, Türk egemen sınıfları açısından cumhuriyet ideolojisine bağlı olarak gündeme geldi ve modernleşme (kapitalizm diye okuyun) sürecinin bir gereği olarak taraftarlar buldu. Cumhuriyet projesinin, emperyalizmden bağımsız olarak ele alınamayacağı varsayılırsa onun yerelliğinden de, […]
Dünya Anadili Günü
21 Şubat, Dünya Anadili Günü olarak kutlanıyor. Konunun pek çok boyutu olduğunu, farklı toplumlara özgü güncelliği bulunduğunu baştan anımsatmak isterim. Kürtçe başta olmak üzere ülkemizdeki pek çok dilin varlığı ve bunların resmi dil tarafından baskılandığı hatta devlet tarafından yasaklanması, konuyu daha da aktüel hale getirmiştir/getirmektedir. Bu aktüel boyuta rağmen dilin felsefesinin yapılması, sosyal, bilimsel, politik […]
Üniversite Çağı Kapanıyor mu?
Bana mı öyle geliyor yoksa realite mi öyle bilemiyorum ama dünyada olduğu gibi ülkemizde de her şey tepesinin üstünde (başaşağı) duruyor. Katı olan ne varsa buharlaşıyor. Hiçbir varlık bulunması gereken yerde bulunmuyor, hiçbir insan mesleğinin başında olmadığı gibi hiçbir kurum, doğasına uygun bir pozisyonda, konumda değil. Milletvekili adayı, gözde bir üniversitenin başına geçmekte bir beis […]
Prens, Leviathan ve Bonapartizm
Siyaset bilimi de siyaset felsefesi de siyasal olay ve olguları konu edinir. Bilim ve felsefe disiplini olarak yakın zamanların disiplinleri olsalar da varlıkları düşünce tarihi kadar eskidir. Sınıfların ortaya çıkması, bu disiplinlerin başlatıcısı olmuştur da denilebilir. Siyaset bilimi ve felsefesi ile birlikte anılması gereken bilim dalları içinde siyaset psikolojisini ve siyaset sosyolojisini de unutmamak gerekir. […]
Ev Kadınlığını Sona Erdirin!
(Bütün Mutfakları Yıkın!) Daha evvelki yazılarımda özel mülkiyet, aile ve kadın konusuna ilişkin yazarken konuyu sınıf kategorisiyle, kadın biyolojisiyle, geleneklerle (namus), kadınların devrimdeki rolüyle ilişkilendirmiştim. Şimdi de kadının yine üretim ilişkileri içindeki yeri, toplumsal yaşamdaki pozisyonu, evdeki ve mutfaktaki tutsaklığı, tek/çok eşlilik biçiminde geçirdiği evrimi, ayrıca kadının yüceltilmesi ve ev kadınlığının sona ermesi gibi temaları […]
Münih’te 21 Saat
Perşembe günü Farklı Fikirler Kulübü’nün (FFK) yeni bir toplantısındaydım. Konu sinema sanatı ve özellikle de “Münih’te 21 Saat” adlı filmin değerlendirilmesiydi. Grupta meslekten sinemacılar olmayınca sunumu yapmak, filmi değerlendirmek de bana düştü. Sunumuma pek çok yönden itirazlar da geldi. Tartışma, bir ara kızışır gibi de oldu. Zaten sunumlar farklı fikirler eşliğinde olduğu için karşıtlıklar da […]
Vajinadan Namus İcat Etmek!
Geçen hafta tarihi materyalizm çerçevesinde “Özel Mülkiyet, Aile ve Kadın” başlıklı bir metin paylaşmış ve devam edeceğimi duyurmuştum. Bu hafta ise konuya devlet olgusunu ekleyip Sinoplu Diyojen ve Bedreddin hareketlerini de anarak sürdürmek istiyorum. Marksizm açısından özel mülkiyetle kastedilen kullanım eşyaları değildir, bir bakıma burjuva-feodal özel mülktür. Buna üretim araçları demek daha doğrudur. Bu anlamda […]
Değer Yargılarının Kurulması!
Nietzsche (Niççe) ve Foucault (Fuko) gibi filozoflar çağdaş dönemin en renkli filozofları oldular. Farklı Fikirler Kulübü de bu hafta konuyu Nietzsche ve Foucault olarak belirlemişti. Öneri tarihçi arkadaşımız Erdoğan Durmuş’tan geldi ve konuyu da benim sunmamı önerdi. Tartışma katılımcıların da dahil olması üzerine iki üç saati geçti. Ben sunumumda bilhassa Foucault bağlamında öne çıkardığım birkaç […]
Özel Mülkiyet, Aile ve Kadın
Tarihi Materyalizm Açısından ÖZEL MÜLKİYET, AİLE VE KADIN Marksizmin eşitlikçilik anlayışını özetleyen bir ifade olarak ‘bir tek kişi bile özgür değilse insanlık özgür değildir’ argümanının altını çizmek gerekir. Burada Marksizmin özüne uygun olarak özgürlüğü eşitlik olarak anlamak daha doğrudur. Halihazırda yeryüzü üstünde değil bir kişi, insanlık büyük kitleler halinde özgürlükten yoksun bir biçimde yaşamaktadır. Başta […]