Tartışmayı “Marksizm ne değildir?” sorusuyla başlatmak sanırım dikkat çekmiştir. Konuyu açıklama yöntemi olarak felsefi yolu seçmiş olmamız da umarım anlamlı olmuştur. Böyle bir sunum, tartışma veya yazılacak metinde ister istemez tarihsel bir gezintiye çıkmak da kaçınılmaz oluyor. Tarihsellik meselesi bizi bir yandan toplumsal bir yandan da diyalektiğe bağlar. Bu yüzdendir ki empirizm, pozitivizm, aydınlanmacılık, laiklik […]
Kendini Belirleme Hakkı
Marksizm, milliyetçilik ve kendini belirleme hakkını tartışmak üzere önceki gün Kopenhag’da idik. Programın Newroz haftasına denk getirilmesi anlamlı oldu. Demokrasi ve devrim mücadelesinde kaybettiklerimiz için yapılan saygı duruşu ile başladı sunum. Piyano ve bağlama eşliğinde yapılan müzikler programa renk ve derinlik kattı. Canlı tartışmaların olduğu toplantıda konu Türkiye ve dünya sorunlarına dek genişledi. Önceki tartışmalarda […]
Etkileyen Kültür Olmak
Aleviliğin tarihsel kaynaklarını incelemek üzere Danimarka’nın Odense kentinde bir grup arkadaş ile bir araya geldik (15. 3. 2024). Öncelikle Alevi / Kızılbaş inancının yalnızca din ve inançtan ibaret olmadığının altını çizdik. Tarihsel kaynak meselesinde de iki konu tartışmaya açıldı. Alevilerin tarihsel miras olarak ilkel komünal değerlere dayandığını söylemek yanlış olmaz denildi. Dolayısıyla klan, kandaş toplumların […]
Dirileri Ölüler Yönetir!
Önceki gün tarih felsefesi tartışmaları içinde İstanbul’dan hareket edip Kopenhag’a indim ve Feridun Ünüvar ile buluştuk. Öncelikle ülkenin eski halklarından olan Vikinglerden açıldı söz. Balıkçı bir toplum olduğu söylenir. Saldırgan ve vandalist bir halk olduğu da tarih kitaplarında geçer. Elbette tarihi kimin yazdığına göre bu iddialar değişebilir de. Kopenhag’da bir mezarlık yanından geçerken Kierkegaard yazılı […]
Felsefe Üzerine Genel Tezler
Yeni Kitap Yolda: FELSEFE ÜZERİNE GENEL TEZLER Yeni kitap, felsefe üzerine yeni tezlerden oluşuyor. Kitaptaki Tezler’e göre dünyanın değiştirilmesini merkezine koymayan hiç bir öneri, tez ve teorinin içerik ve biçimce güçlü olduğu söylenemez. Dolayısıyla, özgün olduğu da iddia edilemez. Yeni kitap, böylesi bir hedefe odaklanarak felsefe dünyasına projeksiyon tutacaktır (Belge Yayınları, 2024). Felsefe Üzerine Genel […]
Tiyatro, Kadın ve Özgürlük
Hafta sonu bir tiyatro oyununa davetliydim. Oyunun adı: Haberin Var mı Anne? İlk aklıma gelen, insanın keşfettiği en eski sanat dalının belki de tiyatro olabileceği oldu. Bizi, bize göstermede üstüne yoktur. Anlama, sorgulama, sırları açma, sisleri ötelemede insana moral verir. Sokrates demişti ki, sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değmez. Buna benzeterek biz de “tiyatrosuz yaşam yaşanmaya değmez” […]
Danimarka Programı Netleşti
Felsefe ve felsefenin sorgulanması üzerinden, Mart ayı yapacağımız sunumların yol haritası belli oldu. Pasaport ve vize gibi bürokratik uygulamaların alt edilmesinden sonra içerik de büyük oranda şekillendi diyebiliriz. Danimarka programlarını, yalnızca bir dizi programdan ibaret saymak kanaatimce yanlış olur. Onlar aynı zamanda yeni bir felsefi yolculuk, yeni felsefi dostluklar, yeni bakışlar, yeni düşünceler ve yeni […]
Estetik İncelik ve Yapaylık
Hafta sonu bir müzik konserindeydik. İki saate yakın yüzlerce insanla bir araya gelmiş olduk. Sanat, müzik ve konser severlerle çoktandır buluşma imkanı olmuyordu. Bu yüzden buluşma, konunun estetiği, sosyolojisi, psikolojisi ve bilhassa felsefesi üzerine düşünmek için de güzel bir vesile oldu. Halk müziği sanatçısı Turan Parlak’ın Atakent Kültür Merkezi’ndeki konserinden söz ediyorum (3. 3. 2024 […]
Aleviler ve Yerel Yönetimler
Bu hafta Alevi Platformu’nda eşitlikçi kültürleri, demokrasi ve seçimleri konuştuk. Alevilerin klan ve kandaş toplumlardan miras kalan bir topluluk olduğunu düşünmek mümkündür. Eşitlikçi, ilkel komünal toplumdan uygar toplumlara geçildiğinde dünyanın birçok bölgesinde bu geçişe direnç gösteren kesimlerin olduğu da bir realite. Eski toplumların eşitlikçi olduğunu gösteren pekçok antropolojik kaynak vardır. Avcılık ve göçebe yaşam tarzının […]
Yerel Yönetimler Üzerine
Yerel yönetimler deyince mevzu uzun. Üstelik birçok boyutu var. Ben bu yazıda özet ve ilke olarak birkaç noktaya işaret etmekle yetineceğim. Sondan başlayayım. Genel gidişata bakılırsa Türk egemen sınıfları yerel yönetimler konusunda “demokratik” davranmak istiyor. Çünkü sermayenin bu sayede önünün açılacağına inanıyor. Rekabeti öneriyor. Dinci ve laik sermaye kliklerine “eşit rol” vermenin yanısıra emek hareketlerini […]