Geçen haftaki Felsefenin Gözü programına felsefeye nereden başlamalıyız, nasıl bir yöntem izlenmeli, hangi kitaplarla başlangıç yapmak uygun olur türünden sorularla başlandı. Ana akım felsefe ile kendi önerilerimiz üzerinden bir program çekildi. Bilhassa felsefeye yeni başlayanlar için kitap önerileri yapılırken seçici davranıldı ve okuyucuyu kitap yağmuruna tutmamak için azami özen gösterildi sanırım.
İnternet üzerinden faaliyet gösteren Komün Televizyonu’nda yayınlanmakta olan Felsefenin Gözü’ndeki sunumda felsefeye giriş yapmanın birden çok yolu olduğu üzerinde durduk. Devrim Kara’nın moderatör olarak rol aldığı programda felsefeye girişin tek tarzı olmadığı üzerinde özenle duruldu. Buna göre felsefeye, onun tarihini okuyarak başlamanın mümkün olduğu vurgulandı. Felsefeye giriş yaparken kişi ve filozoflardan da başlamanın uygun olduğu açıktır. Keza felsefeye sistematik olarak da başlanabilir. Felsefe kavramlarını da öğrenerek felsefeye başlangıç yapılabilir. Avrupa felsefesi, Doğu felsefesi, İngiliz felsefesi gibi mekan ve coğrafyalara yönelerek de felsefeye başlangıç yapılabilir.
Programda en ilginç konu -belki de- herkesin felsefe öğrenip öğrenemeyeceği konusuydu. Bu soruya yanıtımız “evet” oldu. Felsefenin karmaşık ve soyut olduğu, anlaşılmaz olduğu, yalnızca filozoflar ve bir grup elit tarafından öğrenebilecek oluşu egemen sınıfların bir safsatasıdır. Emekçi sınıflara karşı geliştirilen bir “karşı felsefedir” denilebilir. Felsefenin fizik, kimya ve matematikten daha karmaşık olmadığı anımsatıldı ve birçok yönden de ek açıklamalar yapma ihtiyacı duyduk. Geometri bilen, çarpım tablosu öğrenebilen, mutfakta yemek yapmayı öğrenebilen, bisiklet sürmeyi başaran pekala felsefe de öğrenebilir. Ancak! Her etkinlik gibi felsefe de büyük bir istek ve emek gerektirir. İstek, ihtiyaç duyulmadıkça ve emek verilmedikçe diğer etkinlikler gibi felsefeye başlamak da felsefe öğrenmek de mümkün değildir. Felsefe yapmak ise daha üst bir çabayı gerektirir elbette.
Felsefeye felsefe tarihiyle başlamak isteyen birisi, önce Antikçağ’ın temel filozofları ile tanışmak durumunda kalır. Başlangıç olarak Thales… Bunun yanında üç büyükler yani Sokrates, Platon ve Aristoteles’in muhakkak bilinmesi gerekir. Ortaçağ’ı konu ederken de Augustinus, Abelardüs ve W. Ockhamlı’yı anmadan olmazdı. Öyle de yapıldı. Rönesans ve Yeniçağ başlarında bir yoğunlaşma olduğunu da vurguladık ve pekçok filozof adı geçirdik.Felsefe tarihinin, felsefeden ziyade tarih ve dolayısıyla bilim sayılması üzerinde de durulan programda konu Hegel ve Marx’ın felsefelerine kadar genişledi.
İzlemek isteyenler için ling: