Bir süredir felsefeci Mehmet Akkaya’nın hem sosyal medya hem de resmi internet sitesi üzerinden paylaştığı felsefe yazılarına, zaman zaman yorumlarımla zaman zaman da sorularımla katılıyorum. Felsefeye ilgim ilk gençlik çağlarımla birlikte Siyaset Felsefesi üzerinden ve felsefenin ‘ne’ olduğu üzerinden şekillenmiştir. Son birkaç yıldır ise üzerinde çalıştığım (şu anda basım aşamasında olan) Bilime Yolculuk adlı romanım dolayısıyla Bilim Felsefesi, Bilim Kuramı ve Bilgi Teorisi gibi konulara da ilgim sürüyor. Ve özellikle Akkaya’nın söz konusu sayfalarının sıkı takipçilerinin de bildiği gibi, Akkaya’nın Bilgi Kuramı kitabını yorumlamış, Atilla Güney’in Sosyolojinin Marksist Reddiyesi kitabına Akkaya’nın değerlendirmesi üzerinden kimi yorumlar yapmıştım.
Özellikle bu yeni yazım ve yorumlarım esnasında gördüm ki benle birlikte, söz konusu sayfalarda Akkaya’yı takip edenlerin hemen çoğunluğu, kimi temel konularda eksiklik hissediyoruz. Dahası felsefe üzerine yaptığımız kimi yorumlar neticesinde -çoğu haklı olmak üzere- Akkaya’nın hücumlarına uğruyoruz. Ben de bunun üzerine eskiden beri biriktirdiğim kimi soruları toplu halde sormayı düşündüm. Sanırım bu sorular, benle birlikte çoğunluğa da faydalı olacaktır. Akkaya ister bu sorularıma tek tek cevap verir, isterse toplu bir yazı ile cevap verir. Ama ben isteğimi baştan belirteyim: Fazla ayrıntıya girmeden, ama Akkaya’nın kendine has üslubu içerisinde hepimizin sevdiği vurucu cümlelerini de eksik etmeden oluşturduğu, hepimiz için ‘temel bir yazı’ diyeceğimiz bir ya da daha fazla makaledir. İşte sorularım:
1-Ben bir fen bilgisi öğretmeni olarak ve bilim dünyasının son gelişmelerini, bilim üzerinden yapılan felsefi söylemleri bilen birisi olarak, şu soru ile başlamak istiyorum: Bilimin (salt doğa bilimlerinin değil, başta psikoloji olmak üzere tüm sosyal bilimlerin) son derece hızla ilerlediği, bu arada felsefi sorular da olan “Biz kimiz? Bu dünyada ne işimiz var? Ölümden öte dünya var mı? Evren nasıl oluştu? Evrenin sonu var mı? Yaşamımızın anlamı var mı? Tanrı var mı? Tanrı gerekli mi?” gibi sorulara parça parça da olsa yanıtlar geliştirirken, felsefe yapmanın anlamı nedir? Yani ünlü fizikçi Stephen Hawking’in de dediği gibi, bugünkü bilimsel gelişmelerin yaşandığı günümüzde, felsefe gerçekten gereksiz bir hal mi almıştır? Ya da tüm bu anlattıklarım ışığında şöyle sorsam: Felsefenin günümüzdeki anlamı ve yeri nedir? Dahası şu: Felsefe nedir / gerekli midir?
2- Felsefeye bölük pörçük, özellikle de siyaset üzerinden yaklaşmış olanların felsefeyi daha derinlikli anlamaları, daha sağlam felsefe yapabilmeleri için Akkaya nasıl bir yol önermektedir? Kısacası felsefeye nasıl çalışılır? Sözlük şart mıdır? Hangi kitaplarla başlamalı? Hayat koşturmacası içerisindeki yetişkinler kaç saat, ne oranda çalışmalı? Çalışma demesek de okuma diyecek olsak mesela, nasıl felsefi derinlik kazanılır, ağır diyeceğimiz felsefi dil nasıl yakalanır?
3- Felsefenin alt disiplinleri olan Varlık, Din, Sanat, Dil, Siyaset, Bilim felsefelerinde günümüze kadar hangi önemli başlıklar tartışılmıştır? Mehmet hocama göre o dönemlerde doğru olan taraflar hangi taraflardı? Ya da son dönemlere kadar pek de doğru bir taraf olmamış mıydı? Ve bu disiplinlerin günümüzde tartıştıkları başlıklar nelerdir? Akkaya açısından durum bugün için ne aşamadadır?
Bu soruların bir kısmı bazılarınıza gereksiz, saçma ya da Akkaya’ya sorulmaması gereken türden sorularmış gibi gelebilir! Mesela ne demek, bir felsefeciye, felsefe gerekli mi demek? Ama felsefeciler bu sorularla sürekli karşılaşıyorlar ve tam da bugün için, bu sorular önemlidir diye düşünüyorum. Ve yine bu soruların çoğunun Akkaya tarafından daha önceden cevaplandığı ya da kitaplarının okunması gerektiği söylenebilir. Fakat ben bunları bilen ve kitaplarını okuma gayretinde olan birisi olarak, daha derli toplu, kısa ve okumalarımda kılavuz olabilecek yeni bir makaleye ihtiyaç duydum. Bilmem ne dersiniz? Şimdiden teşekkürler, sevgili Mehmet Akkaya!