G. Politzer’den Mehmet Akkaya’ya
68’LİLER ORMANI’NDA FELSEFE
Felsefeci/Yazar Mehmet Akkaya, Mersin’e geldiği günden bugüne, günün hemen hemen her saatini felsefe yapmakla ve felsefe anlatmakla geçirdi.
Bu bazen, kalabalık gruplara bazen de felsefeye daha ilgili olan dar gruplara, STK’larda oldu; derken yollarda felsefeye dair konuşmalar yaptı.
Hani, bizim gençlikte felsefe ile ilk tanışmamız; Georges Politzer’in “Felsefenin Başlangıç İlkeleri” adlı kitabıydı. İşte Akkaya, her konuşmasında aynen orada konu olanlara benzer tarzda sunumlar yapıyor. Felsefenin ilk büyük filozoflarından başlayarak Marx’a ve bu güne kadar getirip anlatması bana Politzer’in kitabını hatırlattı.
Dün, 68’liler Barış ve Kardeşlik Ormanı’nda Akkaya, “Siyaset Felsefesinde 68’liler Hareketi” üzerine konuşmalar yaptı. Akkaya, felsefeyi sanattan, politikadan, bilimden ayıran biri değil. Konuşmasına da 68 devrimcilerini, komünizm şehitlerini anarak başladı. Sanırım böyle başlamak diğer dostlarımın da ilgisini çekmiştir.
Akkaya, “Felsefe İyonya’da başladı” diyerek sunumunu sürdürdü. İyonya bugünkü İzmir, Milet, Efes bölgesidir. Toplantıda Antik Yunan felsefesi üzerinde duruldu; Thales, Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi filozoflardan örnekler verildi.
Kısacası, konuşmanın ilk turunda harika bir anlatımla bizleri, felsefe dünyasında güzel bir gezintiye/tura çıkarmış oldu.
Konuşmasının büyük bir bölümünde devamlı, 68’liler Hareketinin “Tartışma/Okuma Kültürünü” yaygın hale getirdiğini ve bu hareketin, felsefenin pratik uygulayıcıları/yüzü olduğunu belirtti. Daha sonra sözü felsefenin; Pratik Felsefe/Teorik Felsefe olmak üzere iki ana başlığına getirdi. Konuşmasını felsefenin alt disiplini olan siyaset felsefesi üzerinden sürdürdü. Akkaya siyaset ile politikayı eş anlamlı kullanıyor. Her ne kadar Akkaya’ nın bu tanımına katılmasam da, genel olarak böyle tarif edildiği için, kısmen de olsa kabulümdür.
68’liler Hareketi’nin “Gerçekci ol, imkansızı iste” Che Guevara’nın sözüne denk gelen eylemlerde bulunduğuna vurgu yapılan sunumda şunlara da işaret edildi. 68’liler Hareketi, mevcut kapitalist, emperyalist sömürü sistemlerine karşı çıktı. Onlara Marksist felsefe yol göstermiştir. 68 hareketinin pratik felsefeden hareketle “ayağa kalkma” hareketi olduğunun vurgulanması oldukça anlaşılır oldu. 1971 darbesi ile önü kesilmek istense de 1980 darbesine kadar bu eylemlerin devam ettiğini, amaçlanan emekçilerin sınıf bilincine ulaşmaları adına öncülük yapmaktı. 68 – 78’lilerin hareketi öğrenci gençlik hareketi gibi gösterilse de, özünde emekçi/ halkın hareketidir.
Akkaya, “68’liler Hareketi, fitili ateşlemede devrimci niteliğe 1971 ile birlikte kavuştu.” dedi. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya bu bağlamda anıldılar. Geçmiş sosyalist devrimlerden söz edilirken, Sovyetler Birliği, Çin örnekleri ve diğer devrimi gerçekleştirmiş ülkelerden örnekler veren Akkaya, siyaset felsefesinin alanını da bir hayli genişletmiş oldu.
Tüm bu konuşmalar sırasında filozoflar sıklıkla anıldı. Felsefe tarihi kitaplarının yazdığına göre Efesli filozof Herakleitos, “Bir nehre iki kez girilmez, çünkü her şey her an değişir” demiş ve öğrencisi eklemiş “Hocam, bir kez bile girilmez.” Yine ilgimizi çeken bir tema daha: “Her filozof çağının çocuğudur.” Bunu Hegel ve Marx söylüyor. Yani değişen koşullara, olgulara, olaylara göre “yeniden felsefe üretmek lazım!” denildi.
Felsefe ve konunun Sokratesçe sunulması, bizim için ve Mersin için belki de yenidir. En azında kendi adıma bunu net söyleyebilirim. Bu durum programa katılan dostlarca da teyit edilmiştir. Akkaya’ya yapılan taktir ve teşekkürlerden de bunu anlamak mümkündür. Bitirirken bir kez daha salona söz verildi.
Katılımcılar, kendi fikirlerini beyan ederek toplantının verimli geçmesine katkı sundular. Sorular soruldu, cevaplar verildi.
Güzel, hoş, verimli bir sohbet oldu. Teşekkürler Mehmet Akkaya, teşekkürler 68’liler ve dostları…