Dersim’e yeni bir yolculuk diyorum. Çünkü geçen yıl da yine bu tarihlerde bir tur düzenlenmişti. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Güngören (ist) şubesinin düzenlediği geziye ikinci kez angaje oluyorum. Konuşmacı olduğum bir de program gerçekleşecek. Programda, Alevilerin direniş tarihini konu etmek hedefleniyor. Alevilerin direniş tarihi ile Dersim’in direniş tarihinin benzer olduğunu düşünebiliriz. Hatta ezilenlerin tarihi ve son yüzyıl itibariyle Kürtlerin mücadele tarihi arasında bağlar kurmak da olasıdır.
An itibariyle İstanbul – Avrupa yakasından dernek başkanı Kenan Yerlitaş, Ali, Kazim ve 100 civarı arkadaşla birlikte iki büyük otobüs yola çıkmış durumdayız. Son yıllarda Dersim’den göç edenlerin sayısında büyük bir artış olduğu söylentilerine rağmen insanların Dersim’e yönelik ilgisi düşündürücü olsa gerek. Dersim, eşitlikçi toplum geleneğinin en orijinal bir modeli olarak biliniyor ve tanınıyor. Bu yüzden de emekçilerin ve ezilenlerin ilgisini çekmesi doğaldır. Dersim, direnişlerin odağı olması bakımından da egemen sınıfların dikkatini de üstüne çekiyor. Dersim Aleviliği olarak betimlenen özellik de, Dersim’i çekim merkezi yapmaya yetiyor.
En güzel şiirlerin Dersim için yazıldığına inanırım. En güzel ağıtların Dersim için yakıldığı, en güzel türkülerin de Dersim için söylendiği düşünülür. Dersim, sanat ve edebiyat deyince Muzaffer Oruçoğlu’nun Dersim adlı romanını anmadan olmaz. Dersim’i, bu denli kapsamlı, kavrayıcı, diyalektik tarzda betimleyen bir başka eser daha var mıdır, bilemiyorum. Eserden, Dersim’in minik bir kesitini tasvir eden küçük bir alıntı yapsam iyi olacak:
“Biçimde gizlenen ve onu cazip kılan beyaz dehasını yitirdi kış. Su boncuklandı, kardan koptu, uçurumlarda gezinen aç geyiklerin gözleri gibi ışıldadı. Kulaklarını güneye, turna avazlarına doğru çevirdi vaşaklar. İzler silindi. Boğum boğum devinen ve dokunduğu her yüzeyi ruhuyla birlikte içine çeken ılık cemre buğuları çöktü Munzur’a. Buzlar inceldi, çatladı, sökün etti. Suretleri suya düşünce ürperen yaban hayvanlarının kokuları, duyarlılıklarıyla donandı, duruldu Munzur. Sesler derinleşti. Bebek gözü gibi açıldı gökyüzü. Kartal sisten çıktı, yükseldi, zirvedeki büyük kayaya kondu. Kafasını ışığın sancıdığı yere, dehşetli susayıp da kıyısına koşan hayvanları, bir damla suyunu vermeden boğan Karasu’ya doğru çevirdi. Ürperdi, pervazlandı. Taa aşağılara, vadinin dibine, Karasu’da boğulanların su hasretine doğru akan ışık ırmağına, kimliksiz ölülerin anasına, Munzur’a doğru süzüldü.” (Dersim, Belge Yay, 373).
Dersim, yalnızca direnişçisi, devrimcisi ve halk kahramanlarıyla bilinmiyor. Ayrıca ocaklarıyla, kanaat önderleriyle, Pirleriyle, dede ve dervişleriyle de tanınan bir yerdir. Daha evvelki yazılarımda da belirttiğim gibi Dersim, özel ve ayrıcalıklı, nispeten geniş bir coğrafyanın adıdır. Ayrıcalıklıdır. Çünkü delisine bile saygı gösteren, onlara türküler söyleyen, belgeseller çeken bir toplumdur. Dersim, yalnız halk kahramanlarının değil delilerinin de heykelini diken ender kentlerden birisidir. Kente gidenler Dersim Cemevi bahçesindeki Pir Sultan Abdal heykelini, kent merkezindeki Seyit Rıza heykelini görmekle birlikte Palavra meydanındaki Sehuşen heykelini de görmek isterler.
Sözü uzatmadan bir mevzuya daha değinmek istiyorum. Dersim’in tarihi ve adının etimolojisi efsanelere bürünmüştür. Yine de iddialar bir araya getirildiğinde akla yatkın kanaatler oluşabiliyor. Dersim adının kökeni ve etimolojisine ilişkin farklı görüşler var deniliyor. Der ve sim Farsçada kapı ve gümüş anlamına geldiği için gümüş kapı olarak düşünülmüş. Desimli aşiretinin varlığı da biliniyor. Desim, Dersim’e dönüşmüş olabilir. Taur kaynaklı açıklama da ilginç. Taur dağ demek. Taureziyum, zamanla Dersim biçimini almıştır. Dersim, Zazaca için de değişiklik gösteriyor. Der, ağaç anlamına geliyor. Ağacı kutsayan bir halktır Dersimliler. Der Simon adlı bir Ermeni kanaat önderinin adından da türemiş olabilir. Nihayet Horasan bölgesinde yaşayan Deylemli halkı ile de bağını kuranlar vardır. Pers kralı Darius’un adıyla Dersim arasında ilişki kuranlar da yok değil.
Şimdilik, yolculuk başlarken bunları yazdıran Dersim, gezi sürecinde ve sonrasında başka neler yazdıracak, göreceğiz.