site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Nisan 16, 2024  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika, Sanat

Anlatılan Senin Hikayendir

11111

Tezler Kitabı Çıktı

ANLATILAN SENİN HİKAYENDİR

Dünyayı kavramanın en eski ve temel disiplinlerinden birisinin felsefe olduğu söylenir. Aynı zamanda, kavramanın bir entelektüel uğraş olduğu esas yönün ise dünyayı değiştirmek olduğu böylesi görüşlere eklenir. İki haftalık matbaa sürecinden sonra elimize ulaşan Felsefe Üzerine Genel Tezler adlı yeni kitabın da benzer bir içeriğe sahip olduğunu söyleyebiliriz (Belge Yayınları, 2024). Basın tanıtım bülteni niteliğindeki bu metinde altı çizilmesi gereken argüman ise “anlatılan senin hikayendir” ifadesi olabilir.

Felsefe Üzerine Genel Tezler, adından da anlaşılacağı gibi felsefe sorununu en genel ve geniş çerçevede ele alarak yazılmıştır. Kitabın kısa adının “Tezler” olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Tezler derken de, bir aktarma ve tekrardan ziyade, özgün bir düşünceyi temsil ettiği iddiasındadır kitap. Bunun için operasyonel bir metodoloji, dil ve üslup ile yazıldığı ileri sürülebilir. Felsefe tarihine karşı, felsefi bir operasyon yapıldığı için Descartes’tan, Spinoza, Hegel ve devamcılarına kadar, birçok büyük filozofla diyalog, gerilim ve çatışma içinde inşa edildiğini söyleyebiliriz. Kitabın alt başlığında da görüldüğü gibi “felsefe nedir?” ve “filozof kimdir?” gibi temel sorulara yanıt aranmıştır.

Kavramsal Düşünme Sanatı

Kitap, “kavramsal düşünme” üzerinde yoğunlaşırken Deleuze ve Guattari gibi yazarların felsefeye ilişkin yaptıkları tartışmalara da temas etmeyi gerekli görmüştür. Elbette ki, analitik ve yorum düzeyinde yapılan felsefeleri içerdiğini de söylemek yanlış olmayacaktır. Bununla birlikte Tezler, esasen analitik felsefi tarzlardan ziyade, diyalektik bir felsefi tarzın izini sürmüş ve bu çerçevede kendince özgün bir felsefe kurma denemesi olmuştur. Bu felsefenin Marksist teori bağlamında bir özelliğe sahip olduğunu, Tezler’in içeriğinden anlamak güç değildir. Çünkü kitaba ruhunu veren kavram dünyası, toplumsal üretimin bir sonucu ve ürünü olarak ele alınmaktadır.

Kitabın genel tezlerine bakılırsa Grek ve Latin felsefesinin ortaya çıkardığı Sokrates, Platon, Aristoteles ve Stoacılar gibi filozofların bir Tanrı vergisi veyahut da doğa vergisi olduğu düşünülmüyor. Tersine filozofları yaratanın sosyal ve iktisadi gerçeklikler olduğu ileri sürülmektedir. Filozoflar gibi kavramların kaynağı da üretim ilişkilerinden hareket edilerek açıklanabilir. Toplumsal artık veya artı değer üretimi ve birikimi olmaksızın hiç bir kavram söz konusu olamaz. Dolayısıyla Platon’un “idea”sı da Aristoteles’in “töz”ü de toplumsal üretimin soyutlanmış formundan başka bir şey değildir.

Çapraz Sorgulama Bilinci

Büyük filozofları ve bunların kurduğu sistem felsefelerini eleştiri masasına yatıran kitabın, sorgulama bilinciyle yazıldığını söylemeye bile lüzum yoktur. Nitekim 13. tezde şunlar söyleniyor:

“Kitabın sorgulama bilinciyle hatta ‘çapraz sorgulama bilinci’yle hazırlandığı fark edilmelidir. Dolayısıyla kendisinin de sorgulama bilinciyle okunup incelenmesi doğru olur. Felsefenin, sanatın, siyasetin hatta bilimin sorgulanması gerektiği açıktır. Bunların tek tek sınıflı toplumların icadı olduğunu ve esasen de tutucu bir rol oynadıklarını göz ardı edemeyiz. Anılan kültürel disiplinler çeşitli akıl, tin, kör irade veya Tanrı gibi çeşitli metafizik kavramlar yerine madde ve artı değer tözlerinden hareketle açıklanmıştır.”

Üretim olgusundan ve toplumsal zenginlikten hareket etmek, somut koşullara, toplumsal hadiselere ve gündelik yaşama temas etmeyi zorunlu hale getirmektedir. Somuta ve gündelik yaşama odaklanma, felsefenin hayat dışına atılmasını önlemek içindir. Tezler’deki tezlere göre felsefenin yaşam dışında bir amacı yoktur. Felsefe, lafügüzah bir faaliyet olmadığı gibi lafolojik bir etkinlik de değildir. Bu yüzden de niçin felsefe sorusuna, “felsefe, yaşama dair ve yaşam içindir” yanıtını veriyoruz.

Felsefe, Yaşam ve Gelecek

Sınıfların ruhundan dolayı yapılan tüm felsefelerin eşitlikçi bir dünyada sönümleneceği ve felsefenin kendinde felsefe olmaktan çıkacağı, kendi için felsefeye dönüşeceği anlaşılıyor. Bu da felsefenin yapılan değil, yaşam için de değil, dünyada yaşanan, hayatın bir uzanımı olan aktivite olacağını göstermektedir. Zira sınıflarla birlikte meydana gelen, sınıfların ortadan kalkmasıyla meydandan gider. Bu durumda, felsefe yüce, uhrevi, soyut ve yalnızca seçkinler için bir aktivite değildir. Felsefe Üzerine Genel Tezler, felsefeyi ulaşılmaz bir büyük ve özel anlatı olarak değerlendiren görüşleri de teşhir edip reddetmektedir.

Sınıf ve felsefe ilişkisi bizi tek tarz bir felsefe olmayacağı sonucuna götürüyor. Devrimci, toplumcu felsefeler gibi tutucu ve gerici felsefeler de vardır. Hem Antikçağ’da, hem Ortaçağ’da, hem Yeniçağ’da ve hem de günümüzde bu türden felsefeler dünyamızı kuşatma eğilimi göstermektedir. İktisaden güçlü olan sınıfların varlığında, yani burjuva, feodal koşullarda felsefenin, daha çok statik ve statükoyu korumaya dönük olduğunu saptamak zor değildir.

Genelleme içinde diyebiliriz ki, şimdiye kadarki bütün felsefeler “son kertede” egemen sınıfların çıkarını temsil etmiştir. Bu durum yalnızca “karanlık” denilen ortaçağlar için değil tüm felsefe tarihi boyunca da geçerlidir. Bu nedenle Tezler’de ana akım filozoflar, akademik filozoflar, burjuva / feodal filozoflar yanında devrimci, toplumcu filozoflar, Marksist filozoflar, sosyalist gerçekçi filozoflar gibi ayrımlar yapmamız okuru yadırgatmasın.

Dikey Derinlik ve Yatay Genişlik

Tezler’in çizdiği felsefi haritaya bakılırsa sınırların bir hayli geniş tutulduğu fark edilecektir. Felsefenin odağına Yunan dinamiğini yerleştiren anlayışların sorgulandığı, Çin, Mısır, Avrupa, Amerika coğrafyasının da, Yunan benzeri bir kültürel iklime sahip olduğu görülüyor. Nitekim tezlerde özet ve ilke olarak değinilen Konfüçyüs, Budha ve Taoculuk örnekleri yanında Farabi ve İbni Sina gibi örneklerden de bu realite anlaşılmaktadır. Tüm bunlar, kitap yazılırken felsefe tarihindeki dikeysel düzleme önem ve özen gösterildiğini işaret etmektedir.

Tezler, felsefenin yatay planda da bir genişleme yapma eğilimi içinde olmuştur. Felsefe, din ve bilim ilişkisi içinde ele alındığı gibi sanat ve politika ile ilişkisi içinde de ele alınmıştır. Dolayısıyla kuramsal bazda da olsa bir sanat ve politika kitabı özelliği de taşımaktadır. Tezler, felsefeye olduğu gibi bilim, din, sanat ve siyasete de sınıf teorisi üzerinden bağlanmıştır. Sınıf mücadelesinin, emek hareketi üzerinden felsefesi yapılırken konu, ezilen ulusların, inançların, cinslerin pozisyonunu açıklamaya kadar varmıştır.

Anlatılan Senin Hikayendir

Tezler’de genişliği ve derinliği dikkate alarak Önsöz’ü bitirirken 28. tezde söyleneni, burada anarak bu basın – tanıtım metnini bitireyim:

“Bu kitabın, felsefeye uzak sayılacak pek çok konuyu içerdiği düşünülebilir. Buna bağlı olarak kitap, felsefenin birçok terim, kavram ve kategorisini de içine almış olabilir. Neticede çok sayıda tarihsel ve güncel olay ve olguyu soyut, kavramsal bir açıklamayla ortaya koymuş olsa da şu nokta son derece net ki ‘anlatılan senin hikâyendir.'”

Previous StoryTarih Felsefesini Yeniden Yazmak
Next StoryTezlerin Tanıtımından Notlar / Feyzi Çelik

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Arşivler

  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır