Felsefe veya filozof kavramını duyduğumuzda öncelikle akla gelen isimlerden birisi Sokrates olur. Sokrates Antikçağ’da yaşamış bir Grek/Yunan filozofudur. Felsefeyi yalnızca öğrenen veya yapan değil yaşayan birisi olarak betimlenir. Üç Büyükler denilen filozof kuşağının ilkidir. Peşinden giden iki büyük filozof ise Platon ve Aristoteles’dir. Ne var ki her üçü de demokrasi düşmanıdır.
Demokrasi deyince de büyütmek ve önemsemek gerekmiyor. Atina demokrasisi, Atina egemen sınıfları içindir. Emekçiler, kadınlar, köleler, göçmenler insan bile sayılmadıkları için demokrasi dışı görülürler. Bu yüzden de Sokrates denilince demokrasi, polis, site devleti, yurttaş türünden konuların açıklanması gerekir. Dolayısıyla Sokrates’i konuşmak aslında bugünü konuşmak anlamına gelir.
Sokrates ismi felsefede bir dönüm noktasıdır. Akılcılık (rasyonalizm) onunla başlar. Bu yüzden de Nietzsche tarafından eleştirilir. Özellikle Antik felsefenin Sokrates’ten önce ve sonra biçiminde ayrılması manidardır. Sokrates, felsefenin pekçok temel sorunuyla ilgilenmiş olsa da mahkemedeki savunması ile meşhurdur denilebilir. Antik dönem felsefe tarihinin üçüncü momenti diyebiliriz ona. İlk moment doğa filozoflarıdır. İkinci moment sofistlerdir. Sokrates’i sofistlerin hem devamı hem de onlardan bir epistemolojik kopuş olarak değerlendirmek mümkündür.
Gorgias ve Protagoras gibi sofistler insanı merkeze koyan felsefeler kurdular. Çünkü onlar için “her şeyin ölçüsü insandır”. Thales çağının filozofları merkeze (arkhe) doğayı koymuşlardı. Sofistler ise temele (arkhe) insanı koyuyor. Sokrates ise insan ve doğadan ziyade topluma dönmüştür. Toplum deyince üretim ilişkileri veya mülkiyet biçimleri değil elbette kastedilen. Sosyal yaşam, gündelik ilişkiler, davranış tarzları, ahlaki değerler vs. Dolayısıyla Çiçero’nun “Sokrates, felsefeyi gökyüzünden yeryüzüne indirdi” demesi anlamlıdır.
Sokrates bize yazılı bir eser bırakmadı. Onu, öğrencisi ve dostu olan Platon’un diyalaglarında buluyoruz. Metodoloji olarak tartışmayı savunuyor Sokrates. İronik ve mayetik yöntemi uyguluyor. İlk pedagojinin de temelleri atılıyor. Onun pedagojisi, çağdaş eğitim sistemleri açısında da öğretici özellikler taşıyor. Bilhassa ironik boyut, F. Bacon ve Descartes gibi filozoflarda değişik şekillerde kendini var etmiştir.
Miletli filozoflar doğa bilimleriyle, sofistler insan bilimleriyle ilişkilendirilirse Sokrates de toplum bilimleriyle ilişkilendirilebilir. Kendiyle ilgili pekçok efsanevi söz ve anlayış miras kalmıştır. Ona göre sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değmez. Keza bilen kişi kötülük yapmaz sözünün de ona ait olduğu ileri sürülür.
Sokrates demokrasi karşıtı olmakla birlikte devletin kanunlarına saygılıydı. Öyle ki kendisine verilen idam cezasını bile devletin kestiği parmak acımaz misali kabul etti. Baldıran zehirini içerek ölüme gitti. Ama Sokrates esasen Platon’un Akademi’yi kurmasıyla öldürülmüş oldu. Çünkü Atina’da yalın ayaklı Sokrates’in sokaklarda dolaşarak yaptığı felsefe beton duvarlar arasına taşındı ve halktan uzaklaştı.