site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Şubat 6, 2022  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Sanat

Halk Şiirinde Yalınlık İlkesi*

1

Yalınlık ilkesi düşün ve sanat dallarının önemli bir özelliği olarak ilgimizi çekerken bazen de temel bir ilke haline gelebiliyor. Sanat ve edebiyat açısından düşünüldüğünde sade ve saf anlamında da yorumlayabileceğimiz bu ilke, folklorik karakterdeki eserlerin önemli bir niteliğini karşılar. Çağdaş sanat ve şiirdeki simgesel anlatımın yerini halk şiirindeki yalın anlatım alır. Gökyüzüne Bakma Anne adlı bu kitapta, okuyacağınız şiirlerdeki yalınlığı da bu çerçevede ele almak gerekiyor. Estetikte ve güzel araştırmasında sadeliğe yönelmeyi, halk şiirinin bir özelliği ve gereği olarak saptarken bunu, şairin bir tercihi şeklinde de düşünmemiz gerekiyor. 

Mustafa Bakır, Gökyüzüne Bakma Anne adlı kitabıyla şiirlerine yeni bir eser daha eklemiş oluyor. Şiirleriyle mesleki pozisyonu ve entelektüel bekraundu arasında bir ilişki olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır. Eğitimci, İngilizce öğretmeni ve Dersimlidir. Buna göre Bakır’ın saza, söze, müziğe, sosyal sorunlara ve siyasal süreçlere duyarlı bir zihin dünyasına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Sanat ve şiire de böylesi bir pencereden baktığını şiirlerinden anlamak mümkündür. Şiir, son çözümlemede dildir. Her zaman birden çok dil bilenlerin şiirde daha yaratıcı olduklarına inanmışımdır. Türkçe, Kürtçe ve İngilizce bilmenin de şaire yeni düşünme biçimleri ve teknikler kazandırdığını söyleyebiliriz.

Halk şiirinin genel özelliğinde toplumsallığı çok baskın bir şekilde hissederiz. Toplumsallık çoğu zaman insan ve doğa merakıyla birlikte kendisini gösterir. Bakır’ın şiirlerinde bu kaygının bariz bir biçimde kendini gösterdiğini görüyoruz. Onun şiirlerinde insan, yalnızca Anadolu ve Mezopotamya insanından ibaret olmadığı gibi doğa da yalnızca ülkemizin doğasından ve Dersim’in doğasından ibaret değildir. Belki de onun şiirlerinde yerelin penceresinden genele yönelerek evrene ve oradan da evrensel insana dokunma anlayışı vardır. İnsana dokunurken şairin, emek ve özgürlük konularına da yöneldiğini ve didaktik bir kaygı güttüğünü de gözlemliyoruz.

Francis Bacon gibi Rönesans düşünürleri, “eski değerleri ve gelenekleri atmak gerekir” derken pek de haklı değildir diye düşünürüm. Keza modern/romantik Fransız şairi Charles Baudelaire de “şiir ve sanat yalnızca simgelerle kurulur” dediğinde, sanırım konuyu biraz abartıyordu. Zira eskinin devrimci değerleriyle, örneğin ölçülü, kafiyeli tarzda, estetiği karmaşıklaştırmadan da sanat ve edebiyat yapıldığını gözlemleyebiliyoruz. Kaldı ki her halk şairi gibi ölçü ve kafiye tekniğinden yararlanarak yazan Bakır’ın şiirlerinde de imgenin izini sürmek mümkün olabiliyor. Mesela “Mavi değil gündüzler eskisi gibi” dizesindeki imgeselliği ve barındırdığı içeriği düşündüğümüzde bir bakıma Baudelaire’e hak vermiş de oluyoruz. Şu dizelerde de imgenin, okura temas ettiği görülür:

Soğumaz alın terimiz

Tarla temiz sera temiz

Kanla sulanmaz bahçemiz

Gülü kirli bizden değil

Bakır’ın diğer kitaplarındaki şiirlerinde olduğu gibi bu eserdeki şiirlerinde de öncelikle kendi tarihimizi ve toplumumuzu izleme imkanı bulmaktayız. Bununla birlikte şiirlerdeki temalara bakıldığında anlam dünyasının daha geniş olduğu da fark edilmektedir. Onun şiirlerinde bir yandan coğrafyamızın devrimci değerlerini izlerken bir yandan da enternasyonal değerleri izleme imkanı buluyoruz. Dolayısıyla eleştiren, itiraz eden ve başkaldıran dizelerin baskın olduğu bir şair ve eserle yüzleşme durumu ortaya çıkıyor.

Kötümserliğin ve yabancılaşmanın yoğun yaşandığı günümüz dünyasını optimist bir bakışla estetize etmeye yönelen şair, emek, eşitlik ve sosyalizm gibi kavramlara da güzelin penceresinden bakıyor. Şairin bir özelliğini daha belirtmeden geçemeyiz. Halk şiirlerindeki müziğin sesi, Bakır’ın şiirlerinde de kendini belli ediyor. Genellikle 4+4 biçiminde kurulmuş olan şiirler, okura söz ve müziğin diyalektiğini taşıyor.

* Eğitimci ve şair Mustafa Bakır’ın yeni eseri olan Gökyüzüne Bakma Anne adlı kitaba yazılan önsöz’dür.

Previous StoryKomünal İnanç Biçimi: Alevilik
Next StoryFelsefi-İdeolojik Sınıf Bilinci

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Arşivler

  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır