Uzun süredir yazma ve edebi metin yazma üzerine çabaladığım için yazı, kitap ve yazarlıkla ilgili olan aktiviteler beni çekiyor. Felsefe de tüm bunlar için olmazsa olmaz. Felsefeci Mehmet Akkaya’nın, bu içerikle yüklü bir sunumunun olduğunu öğrenince, etkinliğe katılmak üzere planımı da yaptım. Haberleşip birlikte yolculuk ettik. Konuya, içeriğe ve sunumda neler konuşulduğuna geçmeden belirteyim ki […]
Yazının ve Yazarlığın Felsefesi
Yazı ve yazarlık konusu modern burjuva toplumunda bir pazar faaliyeti olarak ele alınmalıdır. Nihayetinde sermayenin koşulladığı bir sektöre dönüşmüş durumdadır. Onun felsefesini yaparken ekonomi politiğini de yapmak gerekiyor. Modern toplumlar ve ulus devletler, yazma ve okuma bilmeyi, zorunlu ve temel eğitim olarak görür. Ulus devletlerin kurulmasına, burjuva sınıfları yani sermaye önderlik etmiştir. Dolayısıyla yazı, kitap […]
İşçi Sınıfı Öldü Diyenler
İdeolojiler bitti diyenler, işçi sınıfı özgürleşti bu yüzden de sınıf savaşları son buldu diyenler, en küçük bir işçi / emekçi hareketliliğine karşı tanklı, panzerli, tomalı araçlarıyla emekçilere karşı betondan, duvardan engeller kurmayı ihmal etmiyor. Sınıflar var olduğu sürece, çalıştıranlar ve çalışanlar son bulmadığı müddetçe ideolojiler de, sınıf savaşları da bitmez. Emperyalist hegamonyanın emekçileri ve halkları […]
Hiçlik, Hiçlik Değildir
Yaşam zorlaştıkça itirazlar da eksik olmuyor. İnsanlık, siyasal mücadele yanında felsefe, bilim, sanat ve şiirle de bu mücadelede yerini almaya çalışıyor. Özellikle entelektüel etkinliği, boş bir hobi olarak düşünmeyen kesimler için söylüyorum bunu. Böylesi bir şairden söz ediyorum aynı zamanda. Geçen yıl şiir kitabını edinmiştim ama bir yorum veya analiz yazma imkanı bulamamıştım. “Çağın Duygusu” […]
Felsefe, Bilim ve Komünizm
Geçen hafta bir grup entelektüel arkadaşla bir araya geldik. Felsefenin ne olduğunu sorgularken, filozofların işlevini de açıklığa kavuşturmaya çalıştık. Felsefe tarihinden belirli filozofları, kendi kavramları bağlamında andık. Pisagor’un neden düşünürler için “bilge” (sophos) değil de, “bilgeliksever” (filozof) terimini tercih ettiği de açıklanmış oldu. Türkiye’de 20. yüzyıl başında, filozof veya feylozof olarak bilinen kavramın neden “felsefeci” […]
Sinemada Suç ve Ceza Felsefesi
Hegel, suçu hakkın ihlali olarak değerlendirir. Bu ne demektir? Suç, hakkın yani mülkün yadsınması demek oluyor. Hegel’e göre ceza ise bu ihlalin bedelini ödemektir; bu da yadsımanın yadsınması oluyor. Marx içinse suç, sömürü düzeninin ve çağımızda ücretli emek sisteminin “zorunlu” sonucu olarak varolmaktadır. Suçun son bulması için modern toplumun, burjuva, feodal üretim ilişkilerinin ortadan kalkması […]