site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Mart 20, 2024  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika, Sanat

Dirileri Ölüler Yönetir!

444

Önceki gün tarih felsefesi tartışmaları içinde İstanbul’dan hareket edip Kopenhag’a indim ve Feridun Ünüvar ile buluştuk. Öncelikle ülkenin eski halklarından olan Vikinglerden açıldı söz. Balıkçı bir toplum olduğu söylenir. Saldırgan ve vandalist bir halk olduğu da tarih kitaplarında geçer. Elbette tarihi kimin yazdığına göre bu iddialar değişebilir de.

Kopenhag’da bir mezarlık yanından geçerken Kierkegaard yazılı bir tabela görünce, bu tabela akıma varoluşçu (existansiyalizm) felsefenin kurucusu Kierkegaard’ı getirdi. Meğer mevzu düşündüğüm gibi değilmiş. Mezarlığa, Danca karşılık olarak kirkegaard deniliyormuş. Yani kelime benzerliği var. Dolayısıyla bu varoluşçu filozofun mezarını ziyaret etme arzumuz da gerçekleşme imkanı bulmadı.

Danimarka’da yerliden çok yabancı / göçmen yaşıyor. Resmi dil Danca olsa bile İngilizce baskın görünüyor. Doğru düzgün dil birliği olmayan (olsun da demiyorum) ülkede bile bir ulus devlet kurulmuşken dil, toprak, iktisat ve kültür birliği olan Filistin, Kürt, İrlanda ve benzer ülkelerde self determinasyon hakkı engelleniyor.

Bunda da tarihsel süreçlerin, ölülerin belirleyici olduğu anlaşılıyor. Erken uluslaşan devletler, bu devletler aracılığıyla sömürge siyaseti de izliyor. Danimarka da bu tarihsel tecrübenin imkanından yararlanıyor belli ki. Kendi halkını böyle doyuruyor. Doyan halk, genellikle açları unutur, görmez ve bu yüzden de susar. Oysa toklar açlar var olduğu için doyuyor. Dirileri, ölüler, bedel ödeyenler var ediyor.

Mezarlık muhabbeti, konuyu Hans Andersan’a, getirdi. Felsefe tarihi, edebiyat tarihine dönüşerek düşünceler birbirini izledi. Danimarka’nın bu ünlü masal yazarının mezarını değilse bile varsa onunla ilgili bir mekan veya kurumları (müze vs.) ziyaret edelim dedik. Kopenhag merkezde ilgili yerler bulduk. Andersan, deyince halk masalları, yani önceki kuşaklar, isterseniz ölü nesiller diyelim, aklıma gelir.

Çünkü felsefe gibi sanat ve edebiyat ürünlerinde de yaratıcı olan haktır, emekçi sınıflardır. Yani yaratıcı, ne Kierkegaard ne de Andersan’dır. Bunlar düşünce ve edebiyata modern formlar kazandıran şahsiyetler. Bir bakıma eski kuşak halkların (ölülerin) yarattığı değerleri modernize etmekle yetinmişlerdir. Ölüye de diriye de değer katan, anlam ve içerik veren emekçi sınıflardır (proletarya).

Biraz önce bir çarşı içinde döner yerken de konu ölülere geldi. Modern Avrupa’da ölülerden söz etmek garipsenebilir. Ama görünce düşününce hiç de garip olmadığı anlaşılır. Avrupa’da olduğu gibi Danimarka’da da her yıl onlarca kişinin, tek başına yaşadıkları evlerde ölü bulundukları söyleniyor. Dünyada, Müslüman toplumlarında ve ülkemizde olduğu gibi Danimarka’da da diriden çok ölüye ve mezarlığa “önem” veriliyor. Diriden ziyade ölüye önem verilmesi, sorgulanması gereken önemli bir felsefi sorun olmalı.

Kierkegaard’ın mezarını ararken çok sayıda mezar çalışanı, emekçi kadın ve erkekle tanıştık. Bizim kültürdeki gibi ölülere, ölü mekanlarına büyük değer veriliyor. Öncelikle Müslümanların mezarları daha da şatafatlı görünüyor. Aynı özenin konutlara ve yaşayanlara gözetilmediği düşündürücü. Bir örnekle bitireyim: Bir mekanda kahve içerken yan tarafta uyumakta olan bir kişi fark ettik. Kimseyi rahatsız etmiyor. Belki de yalnız yaşayan ya da yalnız kalmış birisidir. Biraz sonra eli beli joplu ve silahlı bir güvenlikçi onu “burası uyuma yeri değil” diyerek yerinden kaldırıp dışarı çıkardı.

Uygarlık, başta Batı uygarlığı olmak üzere, hayatı acımasız ve mekanik hale getiriyor. Mekaniği, moderni, ölüyü, diriyi, sömüren ve sömürülen toplumları nasıl yorumlamalı? Taktir sizin…

Kopenhag’ın ilk günü yoğun geçti. Danimarka’da bir dizi sunum / konferans olacak. İçeriğe ilişkin yeni paylaşımlarda görüşmek üzere…

Previous StoryFelsefe Üzerine Genel Tezler
Next StoryEtkileyen Kültür Olmak

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Arşivler

  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır