Son zamanlarda içinde bulunduğum entelektüel mekanlarda üç-dört konu ve sorunla yüzyüze geldiğim oluyor. Birincisi felsefe nedir? sorusuna yanıt aramak. İkincisi felsefenin din ile olan ilişkisini açığa çıkartmak. Üçüncüsü filozof kime denir? sorusunun tartışmaya açılması. Bir başkası da gerçek ve buna ilave olarak gerçeklik ve gerçekçiliğin Marksist yorumunun ne olduğudur. Bütün bu konuları değil de bu […]
Yüksek Sesli Felsefi Şiirler
Geçtiğimiz günlerden birinde Muzaffer Oruçoğlu ile felsefe ve sanat-şiir ilişkisini konuşuyorduk. Sanata ilginin azaldığını ve önümüzdeki süreçte daha da azalabileceğini, buna mukabil felsefeye ve politikaya ise ilginin artacağını söyledi. Gerekçesini açıklarken de sanatın, giderek hayali konu ve sorunlar içine fazla gömüldüğüne dikkat çekmişti. Ben de -kısmen- desteklemiştim bu yaklaşımı. Öte yandan politikayı, özellikle de felsefeyi, […]
Mehmet Akkaya’nın Din Felsefesi / Hasan Bıkım
Ve okuma gerçekleşir…Mehmet Akkaya’nın “Dinin Tarihsel Materyalist Eleştirisi ve Bedreddin Devrimi” alt başlıklı “Din Felsefesi” adlı kitabından söz ediyorum. Kitabın baskısı, geçen yıl Belge Yayınları tarafından yapılmıştı. Yeni edinebildim. Edinir edinmez de dikkatle okudum. “Epistemolojik Kopuş” ile başladığım Mehmet Akkaya okumalarımda, geldiğim nokta; hocamızın felsefe, politika, sanat, dil, sosyoloji, tarih ve din disiplinleri alanında yaptığı […]
Duygu Felsefesinin Dört Büyükleri
Spinoza, Kant, Schopenhauer ve Nietzsche: DUYGU FELSEFESİNİN DÖRT BÜYÜKLERİ Tek tarz bir felsefe olmadığını birçok kez vurguladığımı anımsatmak isterim. Felsefenin çağlara, filozoflara, akımlara, sınıflara, coğrafyalara göre değişik şekillerde üretildiğini ve icra edildiğini görüyoruz. Bu yüzden de hangi felsefe, kimin için felsefe, neden felsefe? türünden soruların varlığı da insanı şaşırtmamalı. Bu metinde çağdaş felsefe akımı olarak […]
Yeni Ateizm ve Tarihsel Materyalizm
Geçen yüzyılın önemli özelliklerinden birisi düşün ve sanat alanında yüzlerce ekol ve akımın ortaya çıkmış olmasıydı. Bu akım ve anlayışların ortak paydası olguları, olayları ve kültürel disiplinleri tarihsellikten muaf tutmasıydı. Tarihsellik derken şüphesiz ki tarihsel materyalizmi kastediyorum. Son zamanlarda, bulunduğum entelektüel ortamlarda konusu edilen yeni ateizm akımı da bir süre zihinleri işgal edeceğe benziyor. Başında […]
Felsefe: Marx’tan Önce ve Sonra
Kim ne derse desin toplumun (zenginiyle yoksuluyla) felsefeye, Marx’a ve komünizme olan merakı yaşamın her alanında sürüyor. Her türden maddi ve kültürel etkinliğin dayandığı, dönüp dolaşıp geldiği yer Marksizm oluyor. Marx ismi de, bir şekilde felsefe ve komünizm gibi iki kavrama gönderme yapıyor. Burada yaşamın gündelik akışı içinde tanıklık ettiğim bir tecrübeyi Marx ile de […]
Hakikatin İzinden Yürümek
Zulmün 10.000 yıldan beri “uygarlık”, “modernizm” “aydınlanma, “demokrasi” ve “hukuk” adı altında yaydığı karanlığa karşı hakikatin kızıl ışığını bir kez de Sivas’ta yakmak üzere yürüyüşe geçenler, bundan tam 29 yıl evvel saray ve saltanat sahipleri tarafından yakılarak katledildiler. 2 Temmuz 1993 tarihinde bir kez daha katliama uğradı Kızılbaş/Alevi toplumu. Çünkü hakikatin ışığını yakanlar, her tarihsel […]