site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Temmuz 16, 2021  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika

Malatya’dan Sosyo-İktisadi Kesitler

1 FB_IMG_1626455178980-614x346

Bu hafta (9 Temmuz 2021) tatil yapmak, yakınlarımı görmek ve entelektüel etkinliklerde bulunmak üzere İstanbul’dan Malatya’ya (köye) geldim.  Düşünür, filozof, sanatçı ya da bilimci ile tatil kavramını bir araya getirmek zordur. Bedene tatil yaptırsak bile zihne, düşünceye tatil yaptırmak kolay olmuyor. İki üç günlük tecrübeden hareketle Malatya’nın sosyo-iktisadi özelliklerine ilişkin kısa bir değerlendirme yapmak istedim…

Büyük çoğunluk yakın bir gelecekte büyük kayısı bahçelerine sahip olacağına ve zenginleşip sınıf atlayacağına inanıyor. Genç kuşakların bir bölümü kamuda, bürokraside işe yerleşme planları yapıyor. Halen diplomanın her kapıyı açan bir imkan olduğuna inananlar da az değil. Bir milyona yakın öğretmenin atama beklediğine ise kimse inanmak istemiyor. Kamusal imkanların yalnızca küçük bir azınlık için geçerli olacağını düşünen yoktur denilebilir. Ülke ve dünya gerçekleri yerine “hayali” ve “bireysel” olana inanma eğilimi çok güçlü. Bu da dünya, ülke ve bölge düzeyinde liberal felsefenin ve resmi ideolojinin ne denli güçlü ve belirleyici olduğunu göstermektedir.

Kayısının,  Malatya piyasasını büyük oranda belirlediğini kimse inkar etmiyor. Kayısının yarattığı olanakların civar illeri de etkilediğini düşünebiliriz. Kayısı işçiliğini temelde Kürdistan işçi sınıfı denilen kesim üstlenmektedir. Suriyeli ve diğer mülteci topluluklarını da unutmamak gerekir. Bu da yeni sınıf analizlerine imkan sunuyor.   Bu gerçekliğe rağmen Malatya’nın, Kürt ulusal bilincinin en zayıf olduğu kentlerden birisi olduğu görülmektedir. Bunu anlamak zor olmasa gerek. Çünkü kayısının yarattığı toplumsal zenginleşme yalnız ulus bilincinin değil sınıf bilincinin gelişmesi önünde de bir engele dönüşmüştür.  Bununla birlikte kayısı üretiminin emek yoğunluklu bir üretim olduğunu, işçi çalıştırma dışında tüm aile üyelerinin de yoğun bir emek sarf ettiklerini unutmamak gerekir.

Şehir-kır ilişkisi çok dikkat çekici. Yarı köylü yarı kentli bir kesim var ve bu çok baskın. Hem kırda hem kentte sömürüye maruz kalan bir nüfusun varlığını da eklemem lazım. Bu kesim büyük bir emek sömürüsüne maruz kaldığının bilincinde değil. Çünkü köydekiler kadar sömürülmediğine inanıyor. Şehirde de kısmen çalıştığı için bir işçi kadar da sömürülmediğini düşünüyor. Aslında gün 24 saat, potansiyel olarak üretimin içinde kalıyor ve kapitalizm için yaşamış ve çalışmış oluyor. Mesela karı koca emekli gelirine sahip olduğu halde yine de en ağır çalışma şartları içinde olan insanlar var. Bu belki de 60 yaşını geçmiş tüm Malatya yarı köylüsü için geçerlidir.

Çocuklukta başlayan iş yaşamı ölünceye kadar sürdüğü için ister istemez insanlar maddi imkanlara da sahip oluyor. Maddi imkanlar ise geleneksel değerlerin erozyona uğramasını beraberinde getiriyor. Geleneksel ideolojinin yerini kapitalizmin mantığına uygun olarak “çalışma ideolojisi” dolduruyor da diyebiliriz. Çalışma ideolojisi, burjuvazinin yeni dinidir. Klasik dinlerle uyutulamayan kitleler modern dinlerle uyutulmaya çalışılıyor. Yani laiklik, Aydınlanma, Atatürkçülük, milliyetçilik türünden bir din diyebiliriz…. Maddi imkanlar ve buna eşlik eden “çalışma ideolojisi” her zaman olduğu gibi kişinin kendi sınıfsal konumunu ve toplumsal gerçekleri görmesinin önünde bir engele dönüşüyor. Dolayısıyla böylesi koşullarda felsefi-ideolojik mücadeleye daha büyük bir rol düşüyor/düşmektedir…

Felsefi-ideolojik mücadeleye dikkat çekmek istiyorum. Çünkü küçük üretici ve emekçi sınıflar, Kürtler sosyal ve sınıfsal pozisyonlarını kavramaktan uzak bir görünüm sunmaktadır. Toplumda örgütlenme bilinci her alanda zayıf olduğu için üreticiler bir belirleyici dinamik olmaktan uzak. Kayısı fiyatlarının tüccar ve tefecilerle manipüle edildiği söyleniyor. Yerli halk düzeyinde -ilginçtir- tipik bir proleterleşme olduğunu söylemek zor. Proleteryadan söz edilecekse diğer Kürt kentlerinden gelenleri anmak gerekir. Yarı feodal dememek için yarı köylü ifadesini kullanıyorum Malatya köylüsü ve kentlisi için.

Bireysellik ve buradan da sınıf atlamaya eğilimli bir toplum söz konusu. Yine de yoğun bir emek faaliyeti var. Sömürü çok yüksek. Tabir yerindeyse kendi kendini sömürme demek lazım. Tabi bu da kapitalizmi besler. Yoğun sömürüden dolayı devrimin objektif koşullarının var olduğunu düşünüyorum. Bunun toplumsal düzlemde bilince çıkarılması gerektiği açıktır.

Bunun için sınıf mücadelesini merkeze alan felsefi-ideolojik mücadeleyi daha da geliştirerek yaşama müdahale etmek gerekiyor…

Previous StoryBurjuvaziyi Nasıl Bilirsiniz?
Next StoryFelsefeye 20. Yüzyıl Katkısı

Son Yazılar

  • Kadıköy, Kartal, Taksim
  • Ölülerin Birleştiren Gücü
  • Şiirsiz Yaşamak Mümkün mü?
  • Kızılbaşlar ve Doğrudan Demokrasi
  • Osmanlı’da Neler Oldu?

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Kadıköy, Kartal, Taksim
  • Ölülerin Birleştiren Gücü
  • Şiirsiz Yaşamak Mümkün mü?
  • Kızılbaşlar ve Doğrudan Demokrasi
  • Osmanlı’da Neler Oldu?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır