Sosyal hareketlilik bakımından iki kültür çevresinin yükselme trendinde olduğunu saptamak zor değil: Kürt hareketi ve Alevi hareketi. Sınıf mücadelesine bağlı olarak doğru tahlil edilmesi gereken bu dinamikler sosyal pratiklerle birlikte konferans, panel ve sempozyumların da konusu olabiliyor. Bunlardan birisi de bu hafta sonu Yaşam Ağacı Derneği tarafından düzenleniyor. Konu başlığı Alevilikte Felsefe ve Gençlik olarak […]
Çocuklar Felsefeyi ve Bilimi Yalanlıyor
Geçen sene çocukların etkinlik gösterdiği bir kurumdan felsefe dersi vermek üzere bir teklif alınca biraz garibime gitmişti. Felsefe öğretmeni olmadığımı yetişkinlerle birlikte felsefe yaptığımı, konferanslar verdiğimi ve felsefe kitapları yazdığımı söyleyince kurumdaki yetkili biraz şaşırdı. Çünkü bunların aynı şeyler olduğunu düşünüyordu. Çocuk-yetişkin ne fark eder? Ayrıca felsefe dersi vermekle felsefe yapmak arasında ne fark olabilirdi […]
Felsefe: Marx’tan Önce ve Sonra
Kim ne derse desin toplumun (zenginiyle yoksuluyla) felsefeye, Marx’a ve komünizme olan merakı yaşamın her alanında sürüyor. Her türden maddi ve kültürel etkinliğin dayandığı, dönüp dolaşıp geldiği yer Marksizm oluyor. Marx ismi de, bir şekilde felsefe ve komünizm gibi iki kavrama gönderme yapıyor. Burada yaşamın gündelik akışı içinde tanıklık ettiğim bir tecrübeyi Marx ile de […]
Hakikatin İzinden Yürümek
Zulmün 10.000 yıldan beri “uygarlık”, “modernizm” “aydınlanma, “demokrasi” ve “hukuk” adı altında yaydığı karanlığa karşı hakikatin kızıl ışığını bir kez de Sivas’ta yakmak üzere yürüyüşe geçenler, bundan tam 29 yıl evvel saray ve saltanat sahipleri tarafından yakılarak katledildiler. 2 Temmuz 1993 tarihinde bir kez daha katliama uğradı Kızılbaş/Alevi toplumu. Çünkü hakikatin ışığını yakanlar, her tarihsel […]
Devrimci Sanatın Kültürel İklimi
Haziran etkinlikleri sürüyor. Ülkemizin tarihi, ocak, mart, mayıs, temmuz ayları gibi haziran ayı bakımından da “zengin” tecrübelerle doludur. Önemli kazanımlar ve kayıplar söz konusudur. Başta şiirimizin büyük şairi, komünist ozan Nazım Hikmet’i ayrıca edebiyatımızın temel taşlarından olan Orhan Kemal’i, Kürdistan coğrafyasını dizelere yansıtan Ahmet Arif’i ve Karadeniz’in asi sesi Kazım Koyuncu’yu haziranda kaybettik. Hasan Hüseyin […]
Bedeni ve Benliği Kırlara Bırakmak
Sabahattin Ali, bir şiirinde “Benim meskenim dağlardır” derken, Kuyucaklı Yusuf adlı romanda ise eserin sonunda sevgilisini kaybeden kahramanın, atını kırlara ve ormanlık dağlara doğru sürdüğü görülür. Biz de geçen pazar günü (19 Haziran 2022), yaklaşık 500 kişiyle birlikte atlarımızı değilse de araçlarımızı kırlara sürdük. Yaşam Ağacı Derneği’nin organize ettiği, çimenler üzerinde, ağaçlar arasında bir piknik etkinliğindeydik. […]
Doğaya Dönmek İlkellik Değildir
Dün yüzlerce kişiyle birlikte kendimizi Kemerburgaz (İstanbul) ormanlıklarının derinliklerine taşıdık. Kadınlı erkekli, genç yaşlı bir bileşenden oluşan arkadaş grubumuzla birlikte gün boyu halaylara durup türküler söyledik. Bol oksijenli bir ortamda kuşları ve köpekleri de beslediğimiz oldu. Davetli olduğum ortamlarda giderek bir geleneğe dönüşen bir de konuşma programım vardı. Konu olarak Alevilik ve 2 Temmuz 1993’teki […]
Başlangıçta Neden Şiir Vardı?
Geçen hafta şair arkadaşım İsmet Alıcı’nın Sabah Kasidesi adıyla yayınlanan yeni şiir kitabına dair konuşmak üzere bir araya geldik. Konu şiiri de aşarak müzik ve resim alanına, hatta felsefeye ve siyasete dek genişledi. konuşmamıza ilişkin itirazlar ve eleştiriler de yapıldı. Şimdi ben kısaca Alıcı’nın konuşma içeriğinden kısaca söz edip esasen kendi konuşmamın içeriğinden söz etmek […]
Pir Sultan Abdal Yaşıyor mu?
Türkiye gibi bir toplumu konu ettiğimizde Kürt gerçeğinden söz ettiğimiz gibi Kızılbaş/Alevi toplumundan da söz etmek zorunlu oluyor. Bu iki toplumu, birçok kişi ve kesimin iddiasında olduğu gibi sadece ulusal ve inançsal hareketler olarak görmek gerçekleri yansıtan bir tutum değildir. Her iki hareketin de ulusal ve inançsal olgulardan daha fazlasını içeriklerine ve taşıdıklarına inanırım. Bu […]
Şiir = Müzik + Resim
Sözün içeriği ve biçimi arasındaki ilişkiyi konu etmek yeni bir sorun değil. Ne söylendiği mi, yoksa nasıl söylendiği mi önemlidir sorusunun yanıtı da muhteliftir. İlk kuşak filozofların, yazdıklarını ölçülü bir tarzda yazdıkları düşünüldüğünde sözün formu epeyce önem kazanıyor. Thales’ten Herakleitos’a; matematik filozofu Pisagor’dan dört ögeci Empedokles’e dek pek çok filozofun ölçülü yazdığı düşünülür. Buna Homeros’un […]