Aydınlanmanın Üç Büyükleri VOLTAİRE, ROUSSEAU, DİDEROT “Yanlışlandı” edebiyatı devam ediyor. Liberallerin, Marksizme yönelik negatif söylemleri eksik olmuyor. Oysa durum tam tersi. Marksizm, sınıf mücadelesi söylemi üzerinden kurulmuş bir teoridir. O da, yeni gelişmelerle doğrulanıyor. Öte yandan yanlışlanan tüm liberal teorilerdir. Bu gerçekliğin de üstü örtülmek isteniyor. Hani aydınlanmanın, özgürlük, kardeşlik, eşitlik söylemi? Hani Nietzsche’nin übermensi? […]
Proletarya ve Devrim Tecrübeleri
Sınıf mücadelesi tarihinde yenilen veya zaferle sonuçlanan devrimler sürecinde 20. yüzyılın başları son derece zengin tecrübelerle doludur. Bu tecrübelerden beslenmek ve öğrenmek, son derece elzemdir. Özellikle yaklaşık on yıl boyunca devam ettiği halde yenilgiyle sonuçlanan Alman Devrimi’ni bilince çıkarmak gerekir. İkinci olarak da zafarle sonuçlanan Ekim Devrimi’ni anmak gerekiyor. Alman Devrimi kendine özgü çıkardığı devrimci […]
Düşman Kendi Ülkende!
Luxemburg, Liebknecht, Lenin: DÜŞMAN KENDİ ÜLKENDE! Minerva’nın baykuşu akşam karanlığında uçar diyor Alman filozofu Hegel. Olayların yatışmasını, akşam olmasını beklemek lazım. Teori yapmak için önce sosyal, siyasal süreçlerin bir noktaya evrilmesi gerekir. Nesnel analizler içinse öfkenin, duygunun durulması, aklın öne çıkması lazım gelir. Birçok iktisadi, felsefi ve politik sorunun ve siyasal şahsiyetin, tarihi üzerinden 100 […]
Ateş, İmge, Şiir ve Bilinç
İnsanoğlu, şiirin girmediği alan bırakmıyor. Her türden fenomen en olmadık yerlerinden kırılıyor, cümleler deforme oluyor, öbek öbek şiirleşiyor ve dizelere dökülüyor. Yaşanmakta olan her anın yarattığı, korku, panik, ürperti, ölüm duygusu bulunduğu yerde duramıyor. Duygulara, düşüncelere transfer olurken onu da estetik, felsefe, etik, şiir ve sanat izliyor. En çok da şiirin izlediğini ise tüm insanlık […]
Kavramlara Felsefeyle Baktık
Kavramlarla, onların kaynaklandığı gerçeklik arasındaki ilişkiyi açıklamak, düşünce çalışmaları bakımından son derece elzem bir konudur. Kavram yani temsilin, temsil edileni birebir yansıtıp yansıtmadığı sorusu baş sırada konumlanır. Marksizmin optiğinden bakıldığında bu yansıtmanın, sınıflı toplumlarda “ideolojik” bir şekilde gerçekleştiği ileri sürülür. Nitekim Kavram başka, gerçeklik başka söyler. Algı ve olgu ilişkisi de böyledir. Son yıllarda Türkçede […]
Okulcu Eğitimin İflası
Burjuva Uygarlığının Krizi OKULCU EĞİTİMİN İFLASI Uygarlık deyince ne gelir akla? Bilim, teknoloji, felsefe, iyi yaşam koşulları, özgürlük vs. Genellikle bu türden pozitif değerler ve disiplinler söylenir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir araştırma yapılsa sonuç böyle çıkar. Peki bu doğru mu? Doğru değil elbette. Çünkü savaş, silahlar, sömürü, zulüm ve soykırımlar da uygarlığın ürünüdür. […]
Aralık Anmaları Devam Ediyor
Aralık Anmaları’nı gerçekleştirmek üzere 70-80 kişiyle birlikte bir araya geldik (22. 12. 2024). Anmaların ve konuşmaların merkezinde 1978’de gerçekleşen Maraş katliamı vardı. Aralık ayının önemi, saldırı ve katliamların boyutları elbette bundan fazladır. Zira Roboski, Erdal Eren, hapishanelerdeki komünistlere dönük saldırılar vs. Maraş katliamını bunlarla birlikte ele almak yanlış olmaz. Çünkü ezilenlere yapılan saldırılar ile emekçilere […]
Felsefeyle Dolu Bir Gün Geçirmek! / Hakan Günaslan / Avukat
Uzun süredir yazma ve edebi metin yazma üzerine çabaladığım için yazı, kitap ve yazarlıkla ilgili olan aktiviteler beni çekiyor. Felsefe de tüm bunlar için olmazsa olmaz. Felsefeci Mehmet Akkaya’nın, bu içerikle yüklü bir sunumunun olduğunu öğrenince, etkinliğe katılmak üzere planımı da yaptım. Haberleşip birlikte yolculuk ettik. Konuya, içeriğe ve sunumda neler konuşulduğuna geçmeden belirteyim ki […]
Yazının ve Yazarlığın Felsefesi
Yazı ve yazarlık konusu modern burjuva toplumunda bir pazar faaliyeti olarak ele alınmalıdır. Nihayetinde sermayenin koşulladığı bir sektöre dönüşmüş durumdadır. Onun felsefesini yaparken ekonomi politiğini de yapmak gerekiyor. Modern toplumlar ve ulus devletler, yazma ve okuma bilmeyi, zorunlu ve temel eğitim olarak görür. Ulus devletlerin kurulmasına, burjuva sınıfları yani sermaye önderlik etmiştir. Dolayısıyla yazı, kitap […]
İşçi Sınıfı Öldü Diyenler
İdeolojiler bitti diyenler, işçi sınıfı özgürleşti bu yüzden de sınıf savaşları son buldu diyenler, en küçük bir işçi / emekçi hareketliliğine karşı tanklı, panzerli, tomalı araçlarıyla emekçilere karşı betondan, duvardan engeller kurmayı ihmal etmiyor. Sınıflar var olduğu sürece, çalıştıranlar ve çalışanlar son bulmadığı müddetçe ideolojiler de, sınıf savaşları da bitmez. Emperyalist hegamonyanın emekçileri ve halkları […]