site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Temmuz 10, 2024  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika, Sanat

Felsefi Tezler Ögün TV’de

1111

Felsefe Üzerine Genel Tezler adlı yeni kitabın içeriğini konuşmak üzere hafta başı internet üzerinden yayın yapan Özgün TV’de buluştuk. Felsefenin ne olduğuna, filozofun ne iş yaptığına yanıt ararken konu Alevi / Kızılbaş toplumunun felsefesini irdelemeye kadar genişledi. Alevi araştırmacısı, yazar Musa Kazim Engin’in moderatörlüğünü yaptığı programda felsefenin kaynakları ile Alevilerin kaynakları arasında bir benzerlik olduğu da ileri sürüldü.

İlkinin klan, kabile ve komünal toplumlardan miras olduğu iddia edilirken felsefenin, sınıfların ortaya çıkması ve toplumsal artığın büyümesiyle birlikte oluştuğu savunuldu.

Felsefenin ne olduğu ve filozofun kim olduğu tartışılırken disiplinler arası karşılaştırma yapma yolunu izledik. Bir bilim insanı bilgi nesnesi yaptığı, varlık dünyasına, olay ve olgulara baktığında formüller görür. Laboratuvar koşullarında deney ve ölçmeye dayalı tekniklere başvurur. Aynı olgu durumlarına bir sanat insanı baktığında ise imgeler görür, simgelere yükselir, sesler, renkler, notalar, dizeler görür. Ayrıca tipler, karakterler, figürler, kahramanlar görür.

Siyaset adamı yani politik aktivist veya teorisyen ise bilimciden ve sanatçıdan daha değişik sonuçlara ulaşır. Çünkü politik kişi aynı olgulara baktığı halde örgütsel ilişkiler görür, aktif bir süreç görür. Örgütler, grevler, partiler, sendikalar görür. Filozof ise kavram icatçısı olduğu için baktığında temel kavramlar görür. Öyle ki filozof nereye bakarsa baksın su, hava, toprak, ateş, idea, töz, Tanrı, madde, geist vs kavramlar dışında bir şey görmez.

Programda filozofu da bu noktadan yola çıkarak betimledik. Buna göre kavramsal düşünme tarzına felsefe deniyor, felsefe yaparak kavramlar icat eden veya kavramlara farklı anlamlar veren kişilere de filozof denilir görüşü savunuldu.

Programda felsefenin doğuş koşulları da gündem oldu. Tarihsel materyalizme uygun bir açıklamanın yapıldığı sunumda felsefenin yalnızca Batı’ya özgü olmadığını, masum da olmadığını hatırlattık ve Doğu – Batı diyalektiğine vurgu yaptık. Buradan bakılırsa felsefenin, birtakım “zeki” insanların ve ulusların işi olmadığı, tüm gelişmelerin üretim faktörüyle ilgili olduğu anlaşılıyor.

Düşüncenin felsefi bir form kazanması, komünal düzenin yeni bir sosyal form kazanması üzerine gerçekleşmiştir. Komünal düzenin sosyal form kazanması ise üretimin ortaya çıktığı ve gelişip uygarlığa evrildiği coğrafyalarda olmuştur. Uygarlığın beşiği olarak Mezopotamya ve Anadolu’yu görüyoruz. Aynı zamanda uygarlığın odağı Mısır’dır, İyonya ve Büyük Yunanistan’dır. Dikkat edilirse felsefe için merkez ve mekan Akdeniz’dir.

Akdeniz uygarlığına “su uygarlığı” demek yanlış olmaz. Üstelik bu tespit Thales’te varlığın arkhesi olarak “su”yun önerilmesi tezi ile de örtüşmektedir. Felsefe, doğuş yılları itibariyle suyu seven bir disiplindir. Fırat, Dicle, Nil, Hindistan’da Ganj, Çin’de Sarı Irmak, Ege denizi… Programda bunların felsefeye temel imkanlar sunduğunu belirtmek elzem oldu.

Programda uygar ve modern değerlere yönelik bir eleştiri de söz konusu olunca Marx, Engels gibi devrimci filozoflara ve J. J. Rousseau ile birlikte birçok burjuva filozofuna atıf yapmak da kaçınılmaz olmuştur.

Alevi toplulukları yalın özellikleriyle bilinirken ve uygar değerlere karşı direnç odağı olurken felsefe de uygar dünyayı meşrulaştırma işlevi görmüştür. Aynı zamanda devrimci felsefeler de var olmuş ve uygarlıkla birlikte doğan ve gelişen sınıflara, sömürüye, savaşa ve kısacası mülk dünyasına karşı pozisyon almıştır. Bu gelişmelere karşı ilk eleştiri bir burjuva filozofu olan Rousseau’dan gelmiştir.

Rousseau’ya göre uygarlık gelişmiş ve tarih ilerlemiş olsa da insanlık etik, estetik, eşitlik, özgürlük ve politik bakımdan ilerlememiştir. Tam tersine süreç, bir zulüm uygarlığı doğurmuş ve insanlığı kuşatmıştır. Rousseau’ya göre bu gidişata dur demek için “genel irade”yi yansıtacak şekilde bir “toplumsal sözleşme” yapmak gerekmektedir. Marksizm önerisi ise tamamen farklıdır.

Marx ve Engels, uygar ve modern dünyanın kapitalist bir uygarlık olduğunu söylüyor, onu eleştirmekle iyileştirmelerle kalmıyor ve büyük bir dünya devrimi öneriyor. Hatta onlara göre enternasyonal proletaryanın böyle bir devrimi yapması, isteğe de bağlı değil bir zorunluluktur. İnsanlığın yeni bir komünal toplum kurmasının bütün objektif koşulları mevcuttur.

Previous StoryTezler Yerel Basında
Next StoryFelsefede Öze Dönüş Mümkün mü?

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Arşivler

  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır