site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Mayıs 27, 2024  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Konuk Yazar, Politika, Sanat

B. Brecht ile Felsefe Yapmak / Hakan Günaslan (Avukat / Hukukçu)

111

Hukuk Felsefesi adlı kitabını geçen yıl okumuştum Mehmet Akkaya’nın. Son günlerde, felsefenin temel sorunlarını, sosyal dünyadan hareketle ortaya koyduğu yeni bir eseriyle tekrar buluşmuş olduk: Felsefe Üzerine Genel Tezler (Belge Yayınları, 2024). Marx 11. Tez’de “Şimdiye kadar bütün filozoflar dünyayı yorumladılar, oysa dünyayı değiştirmek gerekir” der. Akkaya’da yeni çalışmasında bunun neden doğru olduğu ve nasıl mümkün olacağı üzerine konuşalım diyor. Felsefe Üzerine Genel Tezler’i yazma arzusunun sadece dünyayı değiştirmek için ve yalnızca bu istikamette olduğunu söylüyor.

Kitap için sınıf mücadelesi tarihinin yansımasıdır diyebiliriz. Yazarın tabiriyle sorgulama bilinciyle yazılmış, okuruna da aynısını öneriyor. Hem bildiğini hem tezleri ek sorularla sorgulayın, güvenilirliğini arayın, çelişkilerini bulun çağrısıyla okuru tahrik ediyor. Yazar iddialı ve kendinden emin bir dil yakalamışsa da kendi tezlerinin de sorgulanmasını istiyor. Okurundan tek beklentisi kendi hikayesine katkıda bulunurken dünyayı değiştirmek hedefi için düşünülmesi ve harekete geçilmesi. Bu da Tezler’in iç tutarlılığından kaynaklanıyor.

Yazar, artık anlamsızlaşmış olan önceki felsefeleri ana hatlarıyla bilmek gerektiğini inkar etmese de, bu noktada kalmak da istemiyor. Bu bağlamda Marx’a, Türkiye coğrafyası üzerinden yeni bir yorum da getirdiği iddiasında. Akkaya’ya göre Marx’ın bugüne kadarki filozofların dünyayı yorumladığını söylemesi manidardır. Artık dünyayı değiştirmek gerektiği için eskiler hurafe olmuştur. Eskilerin hurafe haline gelmesinden dolayı da bunların detayları içinde kaybolmadan, tarihe yani eski olana batıp kalmadan gideceği yolu bilmek, dünyayı değiştirmek için ilerlemek gerekiyor. Descartes’ın tarih görüşü de örnek verilmiş: Tarihe fazla yönelenler gidecekleri hedefi unuturlar!

Sınıflı toplumu ve burjuva sınıfını meşrulaştırmak için yapılan felsefeyi de güncelle bağı içerisinde ve gerektiği kadar özetliyor kitap. Ana akım felsefe tarihini övmeden tersine eleştirerek onun güncelle bağını kuruyor ve kendi tezlerinin de aşılması gereken bir kültür olduğunu ileri sürüyor.

Kitabın modern felsefelerle adına post modern felsefeler denilen sistemlerin çatıştığı bir süreçte yazıldığını söylüyor. Mehmet hocamız, bu her iki felsefenin de ortak noktasının, ekonomik ve sosyal temeli dikkate almamak olduğunu işaret ediyor. Oysa dünyayı değiştirmek hedefine yürüyen Marksizm ve tarihsel materyalizmin ise üretim, ekonomik ilişkiler, sınıf, sınıf mücadelesi, mülkiyet biçimleri, üretim güçleri, sermaye, artı değer, piyasa / pazar, tarih, toplum olduğuna vurgu yapıyor. Netice itibariyle yazar, emeğin, merkezi konumda yer aldığını, birikmiş emeğin sermayeye dönüştüğünü, sermayenin yoğunlaşmış halinin siyaset olduğunu siyasetin silahlarla yapılmasına savaş denildiği çıkarımında bulunuyor.

Tezler, evrensel değerlerle yerel değerleri bağlamaya özen gösterirken yalnız Batı felsefesine, ya da Antikçağ Yunan felsefesine de değil tüm tarihte ve yeryüzünün tüm uygarlıklarında (Çin, Mısır, Hindistan) bir geziye çıkarıyor okurunu. Varlığa, doğaya, dünyaya ve felsefeye evrensel planda mercek tutarken yerelin penceresini kullanıyor.

Mezopotamya, Anadolu, Kürdistan ve Türkiye toplumuyla ilişkilendirerek yaşadığımız bölgenin sorunları ve devletlerin konu edilmesi, Kürt, Kızılbaş, kadın ve çevreye dair tezler de içeriyor kitap. Yazar özdeşleşmeden kurtulmak ve monotonluğu aşmak için B. Brecht’in tiyatroda kullandığı yabancılaşma tekniğini kullanmış. Bu da okumayı monotonluktan çıkarıyor. Tezler’den birbirine geçerken özdeşlik kırılıyor. Okuma, daha operasyonel bir düzey kazanıyor. Kitabı, nispeten çabuk okuyup bitirmemde bu metodun da etkisi olabilir. Kitap, felsefenin ülkemizde genellikle bilinmediğini, Marksist teorinin bilim, siyaset ve özel olarak da felsefesinin yeterince içselleşmediğini varsaymasının çalışmayı zorunlu olarak hacimli kıldığını söylüyor.

Akkaya’nın tabiriyle söylersek kitapta anlatılan senin hikâyendir, yani kitap hepimizin hikayesi. Kitap, bana kalırsa özgür bir dünyanın kurulacağı inancı ve iyimserliği ile yazılmış. Dolayısıyla eser, emeğin özgür olduğu koşullardan başlayarak, dünyayı değiştirmek için okurunun rehberi oluyor, yolunu kaybetmesine izin vermeden okuruna evrensel ile yerelin, geçmişle bugünün bağını kuran tezleriyle gelecek güzel günlere taşıyor insanı.

Mehmet hocamız, insanın insanlaşma serüveninde felsefenin, bilimin, siyasetin sorgulanması gerektiği teziyle yetinmiyor bunların ortadan kalkacağı gibi çok iddialı bir de varsayımda bulunmuş oluyor. Bu yeni nitel sıçramanın, gerçek insanlığa dönüşün ücretli emek sisteminin son bulmasıyla ancak gerçekleşeceğini söylüyor. Şimdiye kadar kitapların dünyayı yalnızca yorumladıklarını düşünüyor, oysa kitaplar dünyayı değiştirmeli diyor. Ona göre bir kitap, dünyanın değiştirilmesini söylemiyorsa hiç bir şey söylemiyor demektir.

Previous StoryKadıköy’de Kaypakkaya Anması
Next StoryFelsefe Tarihi Üzerine Tezler

Son Yazılar

  • Komünist Kültür Geleneği
  • Felsefede Kitabi Kültür
  • Veganizm, Kitap ve Yayınevi
  • Felsefe mi, Sanat mı?
  • Fotoğrafçılık Bir Sanat mıdır?

Arşivler

  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Komünist Kültür Geleneği
  • Felsefede Kitabi Kültür
  • Veganizm, Kitap ve Yayınevi
  • Felsefe mi, Sanat mı?
  • Fotoğrafçılık Bir Sanat mıdır?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır