site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Temmuz 1, 2023  |  By Mehmet Akkaya In Etkinlik, Felsefe, Politika, Sanat

Kanarya Mahallesi’nde Buluştuk

355640123_3474377679480553_1355497023470672979_n
Herkese Açık

KANARYA MAHALLESİ’NDE BULUŞTUK

(Kitap, Eleştiri, Sanat ve Politika)

Mehmet Akkaya Sanat ve siyasetin değişik yüzlerini ve izleklerini konuştuk bu hafta. Kitapların götürdüğü mekanlara ve temalara doğru yöneldik yani. Hukukçu-yazar Feyzi Çelik’in yeni kitaplarındaki içeriklerden söz ediyorum. Kitaplar ve eserler kadar bunlar üzerine yazılmış metinlerin de önemli değer taşıdığı bir realitedir. Hatta bazen, eserler üzerine yazılmış yazıların, yapıtlardan ve eserlerden çok daha verimli olduğu da görülebiliyor. Bu yüzden eleştiri mekanizması ve estetik kurumu daha fazla ilgimizi çeker.

Sanat ve edebiyat eleştirisi gibi disiplinlerin varlığı da bunu kanıtlıyor. Unutulmasın ki, eleştirinin olmadığı ortamda entelektüel gelişme de olmuyor. Ne var ki, toplum bu ilkeye riayet etmesine rağmen eleştiri kendine yöneldiğinde biraz rahatsız da olur. Yani eleştiriyle de eleştirisiz de yapamaz insan. Aktüel yaşamda da kurtulamayız eleştiri hadisesinden. Sanat, edebiyat ve eleştiri politik alana da gönderme yapar. Ayrıca Türkiye koşullarında tüm bu faaliyetleri Kürt dinamiği dışında ele almak da mümkün görünmüyor.

Yerli ve Yabancı Romancılar

Bu hafta gündemde eleştiri merkezli tartışmalar ve toplantılar vardı. Hukukçu-avukat arkadaşım Feyzi Çelik’in çalışmaları için Kanarya Mahallesi – Küçükçekmece’de buluştuk. Liberta Kitap kafeteryadaki toplantıda Çelik’in Edebiyattaki Toplum ve Sosyopolitik Analizler adlı kitapları üzerinde durduk (Sidar Yayınları, 2023). Yazar, Edebiyattaki Toplum adlı kitabında yerli ve yabancı romancılar üzerine yaptığı değerlendirmeleri bir araya getirmiş. Cengiz Aytmatov, Yaşar Kemal, Mehmet Uzun, Muzaffer Oruçoğlu gibi sanat ve düşün insanları üzerine yazmış. Mehmet Uzun’u konu ederken sürgün sorununda odaklanmış. Çelik, toplantı sırasında da bu konuya ilişkin konuşmalar yaptı.

Kürt yazarların Türkçe yazmaları da bir problem olarak gündeme geldi. Çelik, Oruçoğlu’nun Newroz ve Dersim adlı romanlarına işaret etti. Ona göre bu romanlar, esasen Kürdistani eserlerdir. Konular ve mekanlar Kürdistan olarak düşünülmüştür. Yaşar Kemal ve Mehmet Uzun gibi yazarlar da etnisite olarak Kürt olmalarına rağmen Türkçe yazmışlardır. Konuşmamda bu üretimin “minör edebiyat” türüne örnek teşkil edebileceğini söyledim.

Argonun Analizi ve Gizlilik

Türkçe ve Kürtçe dilinde yazma olayı tartışılırken konu argo kavramları incelemeye dek genişledi. Çelik’in argoyu muhalif olmakla, düzen dışı olarak tasvir etmesi, sanırım topluluğun ilgisini birhayli çekmiştir. Çünkü argo, gizlinin veya yeraltının dilidir. Bu dil tanınır olduğunda artık argo olmaktan çıkar ve tabir caizse yasalaşır ve sıradanlaşır.

Sunumda da vurgulandığı gibi yazar, popüler yazarları da incelemiş. Örneğin Orhan Pamuk romanındaki toplumu ve toplum sosyolojisini açıklaması bunun göstergesidir. Kitapta toplumcu-gerçekçi tür olarak Vedat Türkali üzerine yapılan analizlerin olduğunu da anımsatmak isterim. Temanın zengin olduğunu G. Orwel incelemesinden de anlamak mümkündür. Soru üzerine Çelik’in “Orwel’in eleştirisini temelinde Stalin ve Sovyetler yoktur demesi sanırım katılımcıların ilgisini çekmiştir.”

Taybet Ana ve Barış

Sosyopolitik Analizler adlı kitapta yazar, Kürt meselesine ilişkin yazdığı makaleleri bir kitap formuna getirmiş. Buradaki yazılarda da Kürdistani bir bakışın egemen olduğunu belirtmeye bile lüzum yoktur. Analizler’in yazarına göre politikanın nabzı Kürt sorununda atıyor. Bu yüzden kitaba yazdığı önsözü şu açıklamayla bitirmiş:

“Bundan 7 yıl önce 57 yaşındaki Silopili Taybet İnan adlı bir kadın sokak ortasında polis tarafından vuruldu. Onu sokaktan alıp hastaneye götürmek isteyenlere ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda Taybet İnan’ın eşi de yaralandı. Taybet Ana’nın cesedi tam sekiz gün boyunca sokakta kaldı. Yaşanan süreci anlamak ve annesinin ölümü ardından duygu ve düşüncelerini öğrenmek için, oğlu Mehmet İnan’la bir söyleşi yapmıştık. Bu çalışmada o söyleşiye de yer verdik. Sözümü Taybet Ana’nın oğlu Mehmet İnan’ın “Barış olsun! Yeter artık! İnsanlar ölmesin!” haykırışı ile bitirmek istiyorum.”

Marx ve Paris Komünü

Çelik’in kitap içeriklerine bakıldığında Kürt hareketinin gelişim sürecine paralel bir içerik taşıdığını düşünebiliriz. Kürt hareketinin ulusal sorunla birlikte sınıf sorunlarına yönelmiş olması bir çok Kürt entelektüeli gibi Çelik’i de etkilemişe benziyor. Bu yüzden de Sosyopolitik Analizler adlı kitaba bakıldığında Marx’a ve Marksizme belirgin bir yer ayrıldığı görülüyor.

Colinicos üzerinden yapılan Marx yorumları, okurun ilgisini çekecek cinstendir. Marx’ın yalnız işçi sınıfını, sol aydın ve düşünürleri etkileyip yönlendirmekle kalmadığı, liberal dünyayı, düşün insanlarını ve liberal literatürü de derinden etkilediğine vurgu yapılmış. Çelik’in kitabında sınıf teması Paris Komünü’ne dair analizlerle devam etmiş. Hukuk düzleminde direnme hakkına ve sivil itaatsizliğe dikkat çekilmesi de önemli olmuş. Toplantıda, gördüğüm kadarıyla yazar, sınıf sorunlarına fazla yer ayırdığı için Kürt okurların bazı sorularıyla da muhattap olmak durumunda kaldı. Kaldı ki, yazarın analizleri Kürdistani konularla sınırlı olmadığı gibi politik analizlerle de sınırlı değil.

Hukuk ve Özel Yargı

Çelik, mesleğiden hareketle merceğini hukuk alanına da tutmuş. Son yirmi yıla ilişkin analizlerinde Kürt sorununa, kadın meselesine, başkanlık konusuna ve yaşam tarzına ilişkin çıkan yasal düzenlemeler sorunsal yapılmış ve Erdoğan’ın icat ettiği “şahsım” terimi örnek olarak eleştiri konusu ediliyor. Bu sürede cemaatın “özel yargısı” yerine konulan yeni “özel yargı”nın da sorun çözmediğini işaret ediyor.

Yazarın, yine yargının dinselleşmesi yönünde de bazı kaygılar taşıdığı kitaptaki yazılardan anlaşılıyor. Böylesi koşullarda yeni ve demokratik anayasalar yapılamayacağına vurgu yapılıyor. Bu eleştirilerden sonra da faşizm tahlillerine girilmesi, faşizm konusunda teori üretmiş kuramcıların anılması da son derece manidardır. Kitapta, tüm bu konulara temel teşkil eden iktisat meselesi olmasaydı, belki de eksik olurdu. Türkiye’nin 200 yıllık iktisadi tarihi Şevket Pamuk bağlamında analiz edilmiş.

Previous Story30. Yılında Sivas Katliamı
Next StoryHegel Halen Yaşıyor!

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Arşivler

  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Bilim, Barış ve Kızılbaşlar
  • Suya Karışan Sürgün
  • Kızılbaşlar ve Barış Felsefesi
  • Sanatın Boyalı Protestosu
  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır