site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Mart 29, 2023  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Politika, Sanat

Platon Ve Devlet Felsefesi

3333

Devlet sınıflı toplumların ortaya çıkmasıyla birlikte doğmuş bir silahlı, savaşçı, eli kanlı ve aynı zamanda -yasal/hukuki- bir çetedir. Ortaçağ filozofu Augustinus’a göre adi, basit çetelerle devleti birbirinden ayırmak zordur. Onun yazdıklarına göre Büyük İskender, bir korsana sorar, sen denizlerde yağma yapmaktan korkmuyor musun, utanmıyor musun? Korsan yanıt verir: “Sen benim bir tane gemiyle yaptıklarımı bırak, asıl sen bunca deniz ve karaları yağmalanaktan utanmıyor musun? Belki de İskender’i, meşru kılan belli bir hukuka dayanan bir kurumun başında olmasıdır.

Birçok siyaset ve devlet filozofuna bakarsanız, devletler “sosyal sözleşme” ile kurulmuşlardır. Oysa bu görüş gerçekleri yansıtmıyor. Böyle bir anlayış, burjuva-liberal felsefelerin kötü niyetiyle ilgili değilse derin bir yanılgıdan kaynaklanır. Toplum sözleşmesi derken Hobbes, Locke ve J. J. Rousseau adlarını mutlaka anmak gerekiyor. Bunlarla birlikte Kant ve Hegel’in siyaset felsefesi açısından da devletin, basit çetelerden tek farkı, yapıp ettiklerini belli bir hukuka bağlamasıdır. Oysa Marx ve Marksizm açısından devletler, sınıf ilişkilerine bağlı olarak ortaya çıkarlar. Sınıfların son bulmasıyla devletlerin de sönümlenip müzelik olacağı varsayılır.

Devlet felsefesi iddiasıyla olmasa da devlete yönelik entelektüel çalışmaların tarihi, modern öncesi dönemlere gider. Sokrates, Platon ve Aristoteles, zorunlu momentlerdir. Antik Yunan felsefesi ve ütopik devlet tasarımı denildiğinde mutlaka anılması gereken isim ise Platon’dur. Devlet ve Devlet Adamı adlı kitaplarında yazdıkları bu konudaki en iddialı ve kapsamlı siyaset felsefesi metinleri olarak bilinir. Ayrıca Platon, yalnız siyasal bir teorisyen değil siyasal aktivite gösteren birisi olarak da bilinir. Dolayısıyla bu hafta (21 Mart, Salı akşamı TSİ 21.00) Platon ve Devlet Felsedesi başlığıyla Komün TV’de olacağız.

İdea merkezli epistemolojisine uygun olarak ideal bir devlet tasarlar Platon. Bu tasarıda Sparta’nın katı devlet biçiminin etkisi vardır. Toplumda üç sınıf yer alıyor. Yöneticiler, askerler ve çalışanlar. Ona göre devleti filozof-krallar yönetmelidir. Bunlar, altın soyundandır. Yönetenlere özel mülkiyet yasaklanmalıdır. Askerler, gümüş soyundandır, bunlara da mülk yasak olmalıdır. Çalışanlar ise mülk edinebilirler. Bunlar, daha önemsiz olan bakır soyundandır. Platon’a göre doğaldır ki, sınıflar arası geçiş söz konusu olamaz.

Devlet felsefesi, bir bakıma siyaset felsefesinin alt dalı gibidir. Platon’dan sonra bu alanda büyük gelişmeler oldu. Devletler çoğaldı ve güçlendi. Nice yeni devletler ortaya çıktı. Nice savaşlar çıkartıldı, nice çağlar devrildi. Platon ve Aristoteles, site/şehir devletlerinin felsefesini yapmakla yetinmişlerdi. Sonra imparatorluklar çağı başladı. “Din devletleri” ortaya çıktı. Bunlar da yerlerini modern devletlere bırakmıştır. Rönesans yılları ve Machiavelli’yi anmamız gerekiyor bu noktada. Prens’te yazılanlar, yeni ve modern devletin habercisidir. Elbette tüm bu devletlerde emekçi sınıfların ve ezilenlerin, kadınların yerleri ve adları yoktur.

Devlet, egemen sınırların devletidir. Artı değer sistemini ve feodal veya burjuva mülkiyetini korumak için vardır. Yönetenler de, üreten sınıflardan değil sömürenlerden oluşur. Bu anlayışların tersine çevrilmesi, nispeten yenidir. Felsefenin tersine çevrilmesi toplum anlayışına da eşlik etmiştir.

Marx ve Marksizmle birlikte ilk defa “üreten biziz yöneten de biz olmalıyız” şiarı ön plana çıkmıştır. Böylece felsefede de bir eksen değişikliği yaşanmıştır. Çünkü Platon ve Hegel gibi filozoflarda sömürücü sınıflara verilen yönetim, onların elinden alınarak çalışan emekçi sınıflara, kapitalizm koşullarında ise proletarya sınıfına verilmiştir.

Previous StoryNewroz: Ezilenlerin Mitolojisi
Next StoryTarihi Bir Seçim Değil!

Son Yazılar

  • Komünist Kültür Geleneği
  • Felsefede Kitabi Kültür
  • Veganizm, Kitap ve Yayınevi
  • Felsefe mi, Sanat mı?
  • Fotoğrafçılık Bir Sanat mıdır?

Arşivler

  • Ekim 2025
  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Komünist Kültür Geleneği
  • Felsefede Kitabi Kültür
  • Veganizm, Kitap ve Yayınevi
  • Felsefe mi, Sanat mı?
  • Fotoğrafçılık Bir Sanat mıdır?

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır