site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Mayıs 12, 2021  |  By Mehmet Akkaya In Felsefe, Kitaplar, Politika

Din Felsefesi Kitapçılarda!

1111

Yeni bir çalışma ile entelektüel dünyaya bir kez daha merhaba demek istiyorum: Din Felsefesi. Tarihi materyalizm ve din felsefesi temalı bu yeni çalışmada dinsel inanç ve anlayışların serüvenini, düşünce tarihi çerçevesinde ve bir ölçüde de onun içinde ele alarak başlangıcından günümüze kadar getirmiş oldum. Beş başlıktan oluşan bu çalışma, genişliği ve içeriği bakımından Türkçede yazılmış özgün kitaplardan biridir diyebiliriz. Materyalist din felsefesi çerçevesinde düşündüğüm bu çalışmanın, kitabın adını ve bilhassa alt başlığını yansıtan bir özelliğe sahip olduğunu hiç çekinmeden söyleyebilirim. Aynı durum kitabın ana bölümleri için de geçerlidir. Bunları bir kez daha anmak isterim: Batı Antikçağ ve Ortaçağ Felsefesi, Doğu Antikçağ ve Ortaçağ Felsefesi, Tasavvuf ve Alevilik/Kızılbaşlık, Marx, Marksizm ve Din, Şeyh Bedreddin Devrimi. Bilhassa Bedreddin ve Bedreddin hareketi ile Marx ve Marksist hareket arasındaki benzerliğe vurgu yapmak istedim.

Eserin, bir başka ilginçliği de Alevi/Kızılbaş/Bektaşi inancına dair sergilediği içeriktir. Bu inanç topluluğu başlangıcından beri hiçbir otorite ile uzlaşmış değildir. Hristiyanlık bile kurulduktan 300 yıl sonra Roma devleti ile uzlaşmıştır. Oysa Alevi/Kızılbaş toplulukları her dönemde devletlere, kurulu düzenlere, beylere, paşalara karşı direniş hattında konumlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca da bugün de böylesine bir direniş çizgisini terk etmiş değildir. Bu özelliğiyle yeryüzünde tektir, özgündür denilebilir. Zaten Bedreddin Devrimi’ni konu edinen bir çalışmada bir başlık olarak yer almasının da manasını bu noktada aramak gerekir. Konuya ilgi, gün geçtikçe artıyor, bu artışı literatür artışlarından da anlamak olasıdır.

Kitapta, dinselliğin bir coğrafyaya veya tarihin yalnızca bir kesitine özgü olmadığını, evrensel bir ilke olarak insanlığın yaşamına paralel olarak kendini var ettiğini göstermeye çalıştım. Yine de başlangıçta “din değil ‘laiklik’ vardı”, anlayışının da altını çizmeyi ihmal etmedim. Çünkü dünyevi olan din değil, “laik” yaşamdır. Laiklik modern bir terim olduğu için tırnak işareti içinde gösteriyorum. Adına laiklik denilmese de dünyevi yaşam en eski çağlardan beri dinsel yaşamı önceleyen bir olguydu. Bu yüzdendir Marx ve Engels ısrarla dine değil dünyevi olana işaret etmişlerdir. Onlar için laiklik de kuşkusız ki bir dindir. Burjuvazinin yeni dini laiklik, aydınlanma ve burjuva hukuku gibi kurumlardır. Bunlar tıpkı klasik dinler gibi komünizm ile  birlikte yok olacaklardır. Bu anlayışı kitapta tam ve eksiksiz yansıtabildiysem kendimi mutlu hissederim.

Marx ve Engels için teoloji, din, Tanrı ve her türden metafizik fenomenler ve düşünceler bağımsız değillerdir. Bunlar sosyal gerçekliğe, üretim biçimlerine, mülkiyet şekillerine bağlı olarak var olmaktadırlar. Sosyal ve ekonomik süreçler değiştikçe bunlar da değişirler. Genel olarak Batı felsefesi ile Doğu felsefesini karşılaştırmak, bu çalışmanın sınırlarını da amacını da elbette ki aşardı. Bunun yerine din felsefesi ve Bedreddin’i dikkate alarak bir karşılaştırma yapılmıştır. Batı’da olduğu gibi Doğu’da da gördüğüm şudur: Din felsefesi adı altında yapılmakta olan büyük oranda seküler/dünyevi felsefe olmuştur.

Homeros’tan Ksenophanes’e dek, Pythagoras’tan Augustinus’a dek bütün düşünürler, dünyevi olandan hareket etmişlerdir ama dinsel görünümlü felsefeler kurmuşlardır. Kitabımda bu durumun aynısını Doğu felsefesinde de gördüğümüzü iddia ediyorum. Yani çalışmamda, El Kindi ile başlayan Farabi ile devam eden filozoflar kuşağının yaptıkları felsefelerin “İslam” sıfatıyla ifade edilmesine itirazlarımı yazmış oldum. “İslam Felsefesi” yerine “Doğu Ortaçağ felsefesi” terimini öneriyorum. Gerçi Ortaçağ felsefesi ifadesinde de “Orta” gibi negatif değer yüklü bir sözcük olduğu için bunun da tartışılması gerekir. Bu konuda da pek çok tartışma açtığım kanısındayım.

Kitapta tasavvuf düşüncesinin dünyevi olan ile dinsel olanı birleştirdiği de ileri sürülmüştür. Bilhassa Alevi/Kızılbaş tasavvufu, dinlerdeki katı kuralları ve dogmaları aşarcasına yeni bir dinsel anlayış getirmiştir. Buna “dinsel olmayan din” bile demek mümkündür. Bedreddin’de açıklamasını bulan tasavvuf, ekonomik-sosyal ilişkilerle inanç fenomeni arasında bir bağ kurmuş ve çubuğu dünyevi olana doğru fazlaca bükmüştür. Çalışmada sıklıkla ekonomik olgulara dikkat çekmem bu nedenle gerekli olmuştur. Bedreddin Doğu’ya entelektüel seyahate çıkarken bagajı bir hayli boştu. Oysa döndüğünde entelektüel bagajının epeyce dolu olduğunu, detaylar da vererek açıklamaya çalıştım. Giderkenki Bedreddin ile değil Mezopotamya, Anadolu ve Balkanlara dönüş yapmış olan Bedreddin belirleyicidir. Yazdıklarımdan da anlaşılacağı gibi işte bu Bedreddin’i Marx ile birlikte ele almakta bir beis görmedim.

Previous Storyİdam İdamdan İbaret Değildir
Next Storyİbrahim Kaypakkaya ile Röportaj*

Son Yazılar

  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?
  • Gerici Sınıflar ve Bilimler
  • Felsefe, Bilim ve Kadın
  • Kadıköy, Kartal, Taksim
  • Ölülerin Birleştiren Gücü

Arşivler

  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Hangi Aydınlanmanın Mirasçısıyız?
  • Gerici Sınıflar ve Bilimler
  • Felsefe, Bilim ve Kadın
  • Kadıköy, Kartal, Taksim
  • Ölülerin Birleştiren Gücü

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır