site logo
  • ANASAYFA
  • FELSEFE
  • POLİTİKA
  • SANAT
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
  • KONUK
  • ETKİNLİK
Ekim 21, 2019  |  By Mehmet Akkaya In Sanat

Kötü Roman Nasıl Yazılır?

yy Romancılar-1-614x346

Yaygınlığı ve yoğunluğu bakımından edebi metinlerin/edebiyatın başında geliyor roman. İnsanı, doğayı, yaşamı en kapsamlı bir şekilde ele alıyor olmasından ileri gelir bu yaygınlık. Sanat dünyasında genç-yetişkin çok sayıda insanın romana ilgisini anlamak, bu bakımdan zor olmasa gerek. Okumam, değerlendirmem, üzerine eleştiri ve konuşmalar yapmam, yayınlar yapmam için de, bana sürekli kitaplar önerilir, getirilir. Okuma planı dışında eserler okuyup üzerine konuşmak, yazmak zor olsa da sanatçı ve sanatçı adayı dostlara eşlik etmek çoğu zaman zorunlu oluyor. Elbette okunan, izlenen, incelenen, eserleri her zaman beğenmek mümkün olmuyor. Bu metinde işte bu türden bir eser üzerine kanaatimi yansıtmak ve yazarlar ile yazar adaylarına kimi itirazlarda, uyarılarda, önerilerde bulunmak istiyorum.

Sanatta/Romanda Gariplik Kategorisi

Okuyup değerlendirme yapmam istenen romanlardan birisi Ali Tokatlı arkadaşa ait. Eser nispeten kısa. Politik mücadelede bedeller ödemiş, sonra geri plana çekilmiş, sahaflık yapan Cemil’in öyküsünü anlatıyor. Buna bağlı olarak çaycı İsmail’i görüyoruz. Bir de olup bitenlerin gerisinde Cemil’in eski sevgilisinin yazdığı mektubu okuyoruz. Mektubu (defter demek lazım) sahafa getiren genci de unutmamak gerekir. Eserin ilk aklıma getirdiği, enteresan olaylardan sanat eseri ya da roman yapılmaya çalışılmasıdır. Garip olayları saptamak elbette önemlidir. Garip ya da enteresan kategorilerinin estetikte birer kategori oldukları da doğrudur. Bununla birlikte bu kategorilerin estetikte temel kategoriler olmadığı da bir başka doğrudur. Baudalaire’in dediği gibi “her güzel, garip ve enteresan olsa da her garip ya da enteresan olan güzel değildir.” Sanatçının görevi garip olanı saptamaktır; ama sanatçının daha büyük görevi ise güzel olanı saptamak ve inşa etmektir. Ali arkadaş enteresan olaylardan sanat yapmaya, roman kurmaya çalışıyor ki bu oldukça amatör bir uğraştır.

Sanat Eseriyle Bilgi Vermek!

Sanat eseri bizi epistemolojik alanlara da sürükler. Sanatın her türü gibi roman da okura bilgi verir. Estetik bilgi türünün ne olduğunu açığa çıkarmak bu metnin işi değil. Kısaca söylenecek olursa sanat eseri okura belli bir düzeyde bilgi verir. Daha önemlisi bilgi vermek sanat eserinin asli görevi değildir. Sanat eseri ile bilgi vermeye kalkan sanatçı/romancı bana sorulacak olursa ukalanın tekidir! Ali Tokatlı’nın romanında bu bilgiçliği de görüyoruz. Kaldı ki sanat eserinin bilgi vermesi meselesi eski geleneksel sanatlarda baskın olsa bile giderek geri çekilen bir özellik durumundadır. Demek ki sanat eserinin didaktik özellikler taşıdığını söylemekle birlikte, bu özelliğin üzerine kurulmuş bir ürüne sanat eseri diyemeyiz. Bu yüzden Ali’nin çalışmasına roman denilecekse kötü roman demek durumundayız. Kötü roman ifadesini güzelin gerçekleşmediği (çirkin) edebi metinler için kullanıyorum.

Öykü-roman ayrımında önemli noktalardan birisi, romandaki tiplerin ve dolayısıyla olayların yoğunluğudur. Ali’nin çalışmasında pek çok kişiyi, mekanı ve olayı bir arada gördüğümüz aşikar. Oysa bunların ete kemiğe büründüğü söylenemez. Bir kişiden söz ediliyorsa onun asgari düzeyde de olsa betimlenmesi gerekir. Mesela roman kahramanı Cemil’in bir Eskişehir yolculuğu var. Yol, yolcular ve yolculuk çok kuru, kaba saba tasvirlerle geçiştiriliyor. Cemil’in kaldığı evde her ne kadar şaşırtıcı unsurlara yer verilmiş olsa da kuruluk burada da ziyadesiyle geçerlidir. Bu kuruluğun nedenlerinden birisi yazarın, metne çok karışmasıyla ilgili olabilir. Ali arkadaş, karakterlere sıklıkla müdahale ediyor. Seküler bir dil kullanırken bunu adeta okurun gözüne sokuyor. Bu yüzden dil üzerinde biraz durmak gerekir.

Felsefe Diliyle Şiir ya da Roman Yazmak!

Dil tüm yazın türleri gibi roman için de merkezi bir konumda bulunmaktadır. Tüm yazın dünyasını, hatta varlık dünyasını dilden hareketle açıklayan felsefelerin varlığını biliyoruz. Konuyu o denli genişletmek istemem. Ali Tokatlı’nın çalışmasında başlı başına bir dil sorunu var diyeceğim. Tabi insanın dilinde bir sorun varsa onun bilincinde de bir sorun olduğunu söylemek durumundayız. Her varlığın olduğu gibi her entelektüel disiplinin kendine özgü bir dili vardır. Felsefi bir dille şiir yazılamaz. Şiir diliyle felsefe yapmak, roman yazmak ya da resim yapmak da olanaklı değildir. Bununla birlikte diller arasında kesişim noktaları olduğu da diyalektiğin bir gereği olarak mümkündür. Ali arkadaşın çalışmasında tiyatro, şiir ve roman dilini birlikte görüyoruz ki, bu da çalışmayı edebi metin olmaktan, anlaşılır olmaktan uzaklaştırıyor. Üstelik eserde görülen üç dilin hakkının verildiğini de asla söyleyemeyiz. Yazarın her üç dili de iyi bilmediğini iddia edeceğim. Ali Tokatlı’nın bunlar içinde en uzak olduğu dil ise –ilginçtir- roman dilidir. Çünkü eserdeki bazı pasajlara, bölümlere, cümlelere bakıldığında şiir ve tiyatro üslubunu hatırlattığı görülebiliyor.

Çok Okuyup Az Yazmak!

Yazar, metnin akışı içerisinde şiir yazmayı da ihmal etmiyor. Bu şiirler metnin akışını hızlandırırken, biçimsel açıdan işlevsel olmakla birlikte bana biraz zorlama gibi geldi. Bu çerçevede, biçimsel açıdan yukarıdaki bir unsura daha değinmek gerekiyor. Cemil’e getirilen defterdeki içerik. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna adlı romanını anımsatıyor. Biçimsel bakımdan iyi bir buluş olduğunu kabul edebiliriz. Oysa defterde dile getirilenleri anlamak zor olduğu gibi çalışmanın ana kurgusuna da bir katkıda bulunmuyor. Kulağa hoş gelen, retorik diyebileceğimiz birtakım duygu ve düşüncelerin dışında bir içerik yansıtmıyor denilebilir.

Bitirirken dile ve anlatım meselesine vurgu yapmak istiyorum. İspanyolca bilmeden İspanyolca okuyup yazamayacağımız gibi roman dilini bilmeden roman yazmak ve hatta okumak da mümkün görünmüyor. Pek çok amatör yazarda, örneğimizde romancı Ali Tokatlı’da olan sorun da budur. Bunun en önemli nedenlerinden birisinin yeterli okuma yapılmaması olabilir. Genç yazar ve romancı adayı arkadaşların yüzlerce kitap-roman okumadan, bu eserler üzerine yeterince eleştiri, analiz değerlendirme yazısı okumadan yazarlığa başlamaları, kitaplar yayınlamaları uzun vadede kendi önlerinde engele dönüşebilir, dönüştüğünü görüyoruz da.

Previous StoryGerçekçiliğe Fischer Katkısı
Next StoryFelsefenin Temel Momentleri

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Arşivler

  • Eylül 2025
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Haziran 2025
  • Mayıs 2025
  • Nisan 2025
  • Mart 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Aralık 2024
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Ağustos 2024
  • Temmuz 2024
  • Haziran 2024
  • Mayıs 2024
  • Nisan 2024
  • Mart 2024
  • Şubat 2024
  • Ocak 2024
  • Aralık 2023
  • Kasım 2023
  • Ekim 2023
  • Eylül 2023
  • Ağustos 2023
  • Temmuz 2023
  • Haziran 2023
  • Mayıs 2023
  • Nisan 2023
  • Mart 2023
  • Şubat 2023
  • Ocak 2023
  • Aralık 2022
  • Kasım 2022
  • Ekim 2022
  • Eylül 2022
  • Ağustos 2022
  • Temmuz 2022
  • Haziran 2022
  • Mayıs 2022
  • Nisan 2022
  • Mart 2022
  • Şubat 2022
  • Ocak 2022
  • Aralık 2021
  • Kasım 2021
  • Ekim 2021
  • Eylül 2021
  • Ağustos 2021
  • Temmuz 2021
  • Haziran 2021
  • Mayıs 2021
  • Nisan 2021
  • Mart 2021
  • Şubat 2021
  • Ocak 2021
  • Aralık 2020
  • Kasım 2020
  • Ekim 2020
  • Eylül 2020
  • Temmuz 2020
  • Haziran 2020
  • Mayıs 2020
  • Nisan 2020
  • Mart 2020
  • Şubat 2020
  • Ocak 2020
  • Aralık 2019
  • Kasım 2019
  • Ekim 2019

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Sayfalar

  • #14 (başlık yok)
  • Biyografi
  • İletişim
  • Sample Page

Son Yazılar

  • Düşman İkiz Kardeş
  • Yazarlar Ne Yazıyor?
  • Kentlerin Çekim Gücü
  • Ahlak Ve Eşitlik Üzerine / Feyzi Çelik (Avukat-Yazar)
  • Etik Olan Nedir

Kategoriler

  • Etkinlik
  • Felsefe
  • Genel
  • Hakkında
  • Kitaplar
  • Konuk Yazar
  • Politika
  • Sanat
  • slider
  • Uncategorized

İletişim

e-posta – akkaya44@hotmail.com Telefon - 0544694 5456
Bu site 2019 Tarihinde Mehmet Akkaya Tarafından Yapılmıştır